Aniden ortaya çıkan panik nöbetleri ve nöbetler dışındaki zamanda beklenti anksiyetesinin varlığıyla karakterize bir bozukluktur. Kişinin yaşamış olduğu panik atakların hoş olmayan bedensel duyumlara neden olması ve yanlış yorumlanması sonucunda, tekrar yaşanmasına yönelik korku ve tetikte olma hali beklenti anksiyetesi olarak tanımlanır. Panik bozukluğunda kişi başka ataklarında olacağına dair sürekli kaygı hisseder; atakların yol açabilecekleri ya da sonuçlarıyla ilgili olarak endişelenir; ataklarla ilişkili olarak belirgin davranış değişikliği gösterir.
Bu durumda kişi bedensel duyumlarına daha fazla dikkat edip, adeta onları izlemeye başlar ve duyumları hissetmeye başladığında kendisini rahatlatmak için çeşitli yollar ve stratejiler geliştirmeye çalışır. Panik bozukluğu olan kişilerin strese ve bedensel duyumlarına karşı aşırı duyarlı olduğu düşünülmektedir. Yapılan epidemiyolojik araştırmalarda, panik bozukluğunun yaşam boyu yaygınlığı, %1.5-3.5 olarak bulunmuştur. Panik bozukluğu daha sıklıkla genç erişkinlik döneminde başlar. Panik bozukluğu kadınlarda, erkeklere göre yaklaşık iki kat sıklıkta görülmektedir. Amerikan Psikoloji Derneği (APA) dünyadaki her 75 kişiden birinde panik bozukluğu (APA, 2012) olduğunu bildirmiştir.
Daha önceden sık sık panik atak nöbetleri geçiren birinde bu nöbetler korku içerdiği için panik bozukluğu tetikleyen bir faktör haline gelmektedir.