Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Önder Balıkçı

Martılar çığlık çığlığa!

Kedileri ve martıları çok severim. Çünkü ikisi de özgürlüğün sembolüdür, benim için.

Kedi, kişiliklidir. Ne kadar karnını doyursanız da onu, siz istediğinizde değil, ancak o istediğinde sevebilirsiniz.

Martılar ise gökyüzünün özgürlük bayrağıdır.

Can Yücel’in dizelerindeki gibi “Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin…” Hep özgürlük için kanat çırparlar.

Deniz martıya delicesine sevdalıdır, martı da denize. Martı denize giderken, tek sevdalı kendisini sanır. Oysa bilmez ki koca deniz de onu bekler, özlemle. Martılar, kanatlarında umut taşırlar aynı zamanda.

Martıların çığlıklarına bıraktınız mı hiç kendinizi? Bırakın derim. Göreceksiniz ki siz de denizin azgın dalgalarıyla bile boğuşacaksınız. Yüreğinizden beyaz bir güvercinin uçtuğunu hissedeceksiniz. Martının gözünden denizi seyretmek kadar güzel ne var?

Jonathan Livingston, “Martı” isimli ölümsüz kitabında şöyle der:

“Son martı uçtu yüreğimden bu gece. Yeni bir hayata, çığlık çığlığa. Gözyaşlarım sildi rüyalarımı. Kopardım seni benden, bağıra çağıra…

Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz! En önemlisi, özgür olabiliriz. Uçmayı öğrenebiliriz!

Uçmak, bir martının en doğal hakkıdır. Özgürlük ise var oluşun bir parçasıdır. Boş inançlar olsun, gelenekler olsun, özgürlüğü kısıtlayan ne varsa, kaldırıp atmak gerek.”

Bilinmezliğe uçan martıları dinleyin derim. O kanat sesleri, o çığlıkları tüm seslerin önüne geçer, onların. Mırıldandıkları sesler ise sanki son türkü, son beste gibidir.

Kuşlar, martılar, özgürlüğün adıdır.

Kanadı, derviş tarafından kırılan kuşa Hz. Süleyman sorar:

“Neden kaçmadın?”

“Başında kavuğu vardı, zarar vermez dedim, kaçmadım.”

Süleyman Peygamber, kısasa kısa uygulanıp, dervişin kolunun kırılmasına karar verince kuş, itiraz eder:

“Kolunu kırmayın, kavuğunu çıkartın çünkü onunla kandırıyor!”

Yazımı Orhan Veli’nin “Gün Olur” isimli şiiriyle sonlandırayım:

“Gün olur, alır başımı giderim,

Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda

Şu ada senin, bu ada benim,

Yelkovan kuşlarının peşi sıra

Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;

Çiçekler gürültüyle açar;

Gürültüyle çıkar duman topraktan

Hele martılar, hele martılar;

Her bir tüylerinde ayrı telaş!

Gün olur, başıma kadar mavi;

Gün olur, başıma kadar güneş;

Gün olur, deli gibi…

ÖNDER BALIKÇI

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER