Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Önder Balıkçı

Hüseyin Balyalı ve milletvekilliği

Balıkesir milletvekili olarak görev yapanlar arasında, aslında 1991-1995 yılları arasında, kısa sayılacak bir süre görevde kalsa da Hüseyin Balyalı’nın hizmetlerini ayrı bir yere koyarım.

TBMM 19. Dönem Doğruyol Partisi Milletvekili Balyalı’nın, Balıkesir ili, Bandırma ve Güney Marmara Bölgesi için yaptığı hizmetleri burada uzun uzun anlatmak zor. Kaldı ki, bu hizmetlerinin bir bölümünü kendisi, basında yer alan haberlerin kupürleriyle küçük bir kitapçık durumuna getirmişti, görevini sürdürürken.

Bu hizmetler içinde Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nin bugünlere gelmesindeki katkısını ise ayrıca önemserim. Balyalı’nın çabalarıyla, Bandırma Koyunculuk Araştırma Enstitüsü arazilerinden bin dönümün alınarak, üniversitemize verilmesi unutulmaz bir hizmettir. Üniversite işte halen bu kampüste gelişimini sürdürüyor. Yine halen Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak hizmet veren binanın 40 dönümlük yeri de de bu enstitü alanından Balyalı’nın çabalarıyla alınmıştır.

Balıkesir ili sınırları içindeki birçok göletin projesi, milletvekilliği döneminde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görev yapan Balyalı tarafından başlatılmıştır.

Milletvekili olmadan önce Ankara, Bursa ve Diyarbakır gibi büyük illerimizde “Defterdarlık” görevini başarıyla yürüten ve devlet mekanizmasının işleyişini çok iyi bilen Balyalı’nın döneminde başlayan Gönen Barajı projesi dört yılda biterken, Manyas Barajı ise 20 yıl gecikmeyle tamamlanabilmiştir.

Balıkesir iline, 1991 yılına kadar 70 yılda, Ankara merkezi idareden büyük, orta ve küçük çapta olmak üzere toplam 30 yatırım gelirken, Balyalı’nın 4 yıllık milletvekilliği döneminde Balıkesir iline ve Güney Marmara Bölgesi’ne 38 yatırım ulaşmıştır.

Balyalı’nın, milletvekilliği döneminin en önemli özelliği girişimde bulunduğu bir yatırımın gerçekleşmesi için ısrarlı takibiydi. Bu yatırımlara imza koyması gereken yetkilileri ve bürokratları hiç rahat bırakmaz ve o işi sonuçlanana kadar bire bir takip ederdi.

Daha sonra gelen birçok milletvekilini, aralarında Sedat Pekel de olmak üzere şöyle anımsarım. Meclis başkanlığına hiçbir işe yaramayan bol bol soru önergeleri vermek…Sonra da bunları hizmet(!) olarak sunmak…

Hiç unutmuyorum, bir gün de TBMM’de başkanlık divan kâtibi olarak görev yapan Bandırmalı bir milletvekili, “hava atmak için” Bandırma’ya, kendisine tahsis edilen araç ve makam şoförüyle gelerek kentimizde tur atmıştı. Çok gülmüştüm. Bu Bandırmalı milletvekilimiz, daha sonra İSKİ Araştırma Komisyonu Başkanı da olmuştu.

Balyalı’nın, milletvekilliğinden hiçbir kişisel beklentisi olmadı. Dönemi bitince de bazı milletvekili eskilerinde görüldüğü gibi sistemden yararlanarak, “Büyükşehir Belediye Başkanlığı baş danışmanlığına(!), “arpalık” ve “paralı” diğer işlere tenezzül etmeyerek köşesine çekildi. Halen Edincik’teki evinde, mütevazı yaşamını sürdürüyor ve ülkemizdeki gelişmeleri sade bir vatandaş olarak izliyor. Ona sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum.

Yazıma, Balyalı’nın, 1990 yılında, Ankara’da kaleme aldığı, “Nasıl, dedelerimiz, büyüklerimiz bu vatan için mallarını, canlarını seve seve feda ettiler, şan ve şerefle bu güzel yurdu bize emanet bıraktılarsa, biz de bu yurda hizmette her çeşit fedakârlığı yapmaya mecburuz” ibaresinden sonra yazdığı “Böyle Düşünüyorum” başlıklı şiiriyle son veriyorum.

BÖYLE DÜŞÜNÜYORUM

Sermayem yok, benden tüccar olmaz

Hizmet aşkı taşıyanlar duramaz

Yazık derler, gül dalında solamaz

Halk severse, ona köle olunur

Helâl yedim, haram bize uğramaz

Dosdoğruyum, kimse eğri bulamaz

Allah sorsun, kullar hesap soramaz

HAK yargısı utandırır, korkutur

Siyasette U dönüşü yapmadım

Makam vardı, avantayı kapmadım

İnancımdan bir an bile sapmadım

HALK yargısı utandırır, korkutur

MİLLET için çalışırım durmadan

Yaşayamam, HAK rızası almadan

Kaderim bu, hizmetine doymadan

Hak katında bana hesap sorulur

HAK yaratmış, insanımı severim

İbadettir, ona hizmet ederim

Çok hizmetler arzularım, kaderim

Murad alır, yüz akıyla giderim

Talip oldum hizmetine aşk ile

Yola çıktım, sevgi ile meşk ile

Giden var mı, saray ile köşk ile

Mutlu olsun, çekmesin millet çile

Adamışım ben kendimi ülkeme

Halin görür, içim dolar kükreme

Haykırırım sahtekâra, münkire

El uzatmaz, azap verir fakire

Halk aşığı seven gönül durur mu?

Su yanında söğüt diktin kurur mu?

Hiç duydun mu, şaptan şeker olur mu?

Tuz katılmış tatlı yemek zor olur

Mevkide gözüm yok, şan, şöhret, para

Görmüşüm hepsini, HALK düşmüş dara

Alnım açık, ak-pak, bulunmaz kara

Kavuştursun Allah, O DUALARA

Akıllı ol, zalim gitmez başından

Aç gözlüdür, el çekmiyor aşından

Dertlenmez ki, kanlı gözün yaşından

Çare bilmeyene, ilaç sürdürme

Çift sürmemiş, köylü hali bilecek

Aç kalmamış, açlık zordur diyecek

Miras konmuş, satıp savıp yiyecek

İş bilmeze sakın işin gördürme

Çalışırsın, artmıyor ki dişinden

Zarardasın, kâr etmezsin işinden

Sakın gitme, batakçının peşinden

Baştan def et, zorla kendin ezdirme

Pişman olma, korkma, sensin efendi

Düşün bir kez, bet-bereket tükendi

Eğri gider, HALK gerçeği öğrendi

Doğru işi, eğri kişi çözdürme

Kötüye sarılma, sakın kendini

İnsafsızca yıkıyor hayat bendini

Halk sevmezin görmedin mi fendini?

Gönlünü kavi tut, asla bezdirme

Sözü uzatmadan kısa keselim

Akıllıdır halkım, budur tesellim

Aptal, aptal sanır, o aklı selim

Yüzde doksan zorda, azlık zengin var

HÜSEYİN der, öz söyledim lafımı

Gece, gündüz açık tuttum kapımı

Köroğlu’yum, eyerledim ATIMI

Eğrilerle amansızca CENGİM var

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER