Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İncila Çalışkan

GÜMÜŞHANELİ ÇOCUKLAR-2

Sözümü bitirince, hepsinin yüzündeki o aydınlık gülüş soldu. Eski durgun, sönük, umutsuz bakışlar, yüzlerine yerleşiverdi. Genç kadının çocuklarına, öğretmen gerekliydi! Ekmek parası uğruna, kocasının özlemiyle buralara gelmişti! Almanca bilmedikleri için, çocuklar eğitimsiz kalacaklardı! Memlekete dönse, baba özlemiyle yaşayacaklardı… İki düşünce arasındaki mengene, onları sıktıkça bunalıyorlardı. Ben sessizliği bozdum:

“Siz buraya geleli ne kadar oldu?”

Kadın durgun bir ifadeyle şöyle dedi:

“Altı ay önce çocukları alıp, köyümüzden buraya geldim. Kocam bir yıldır buradaydı. ‘Kardeşimle market işletiyoruz, gel’ dedi. Hiç birimiz Almanca bilmiyoruz! Çocuklar okula gidemiyor. Ne yapmalıyız? Çaresiz kaldım.”

Yedi yaşındakine baktım:

“Arkadaşların var mı? Okula gitmek istiyor musun?”

Çocuk boynunu büktü:

“Arkadaşım yok! Memlekette arkadaşlarım çoktu! Onları özledim. Hepsi okula başlamıştır. Ben gidemiyorum!”

Uzun zaman dertleştik. Almanca kursları için, başvurulacak yer konusunda, oğlumuzun yardımcı olabileceğini söyledik. Onlara Türkçe kitaplar göndermeyi vaat ettim. Aldıklarımızın bedelini ödeyip, dükkândan çıktık…

Biz kilisenin önünden geçerken, yandaki okulda Götzis’li çocuklar, Türk işçilerinin çocukları ile birlikte bahçede neşeyle oynuyorlardı…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER