Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Marmara’da hamsi bolluğu yaşanırken palamut ve lüfer az oldu

Denizlerde av yasağının başlamasının

Denizlerde av yasağının başlamasının ardından Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, balık sezonunu değerlendirdi.

Av yasağının kapsamı konusunda bilgi veren Mustafa Sarı, “Bu av sezonunu kapanmasının açıklaması şu; küçük ölçekli balıkçılar avlanmaya devam edecek. Trol, gırgır gibi büyük ölçekli balıkçıların faaliyetleri 1 Eylül’e kadar durmuş oldu.”dedi.

Balık sezonunda avlanan balık türleri ve denizlerdeki durumu değerlendiren Sarı, deniz suyundaki sıcaklık artışı nedeniyle balık göçlerinin uzun süre gerçekleşmediğini söyledi. Sarı,“ Aslında sezonla ilgili Akdeniz ve Ege Denizlerinde çok iyi ya da çok kötüye giden bir durumdan bahsedecek durumda değiliz. Sezonun başında insanlar palamut umut ederler bu sene palamut yoktu. Sezonun devamında lüfer beklenir, lüfer çok az oldu. Deniz suyu sıcaklıklarının yüksek olmasına bağlı olarak Karadeniz’den Marmara’ya oradan da Ege’ye devam edecek olan büyük balık göçü ne yazık ki uzun süre gerçekleşmedi.   Bu nedenle de geçmiş yıllardan farklı bir balık sezonu geçirdik. Sezonun başlangıcından aralık sonlarına yakın bir zamana kadar balıkçılık filolarının tamamına yakını Marmara Denizi’nde avlandı. Neden? Marmara Denizinde hamsi boldu. Aralık sonundan sonra filolar Karadeniz’deki hamsiye odaklanmış oldu. Hamsi için iyi bir sezon geçti diyebiliriz. Hamsinin yanında istavrit iyidi, sardalye beklendiği gibi değildi. Karadeniz’de mezgit, Marmara’da az miktarda bako avcılığı fena değildi. Tekir ve barbun geçmiş yıllarda olduğu gibi seyretti. Karides avcılığı da geçmiş yıllara kıyasla Marmara Denizinde biraz daha az oldu. Sonuç itibariyle çok iyi bir sezon geçirdik diyemeyiz. En büyük sorun geçmiş yıllarda olduğu gibi küçük balık avcılığıydı. Yasal boyutların altında avlanan küçük balıklar balıkunu ve balıkyağı fabrikalarına gitti. Bir kısmı da balık çiftliklerine yem olarak gitti. İnsan gıdası olarak tüketilecek bir ürünü biz böyle heba etmemeliyiz.” dedi.

HABER MERKEZİ