Eren Tüm

ÖTEKİ, BERİKİ

“Bir insanı sevmek, onun gerçekliğini anlamayı da içerir.”

Engin Geçtan

“Öteki” ve “beriki” kavramlarını genellikle kendimiz dışındaki kişiler ya da topluluklar için kullanırız. Bu kişiler ve topluluklar, bizlerden farklı yaşayışları ve düşünceleri içinde barındırır. İnsan, tarih boyunca kendisinden farklı olanla karşılaştığında duraksamış, yeni bir deneyimi anlamlandırmaya çalışmıştır. Yeni durumun zihninde ve yüreğinde yarattığı çelişki, geçmişten getirdiği önyargıları altüst etmiş ve daha çalkantılı bir sürece girmesine neden olmuştur. Geçmişte kurduğu düzende “kendisi siyah, öteki beyaz” kadar netti. Bu netlik, kişiye bir konfor alanı sağlıyordu. Ancak bu konfor alanı, farklı olanla karşılaşıldığında bozuluyor ve yeni bir boyuta ulaşıyor.

Kısa vadede bu durum zihinde bir çalkantı yaratsa da uzun vadede zihnin kıvrımlarını berraklaştırır. Zihin, öncesinde kendini kapatmış; netlik sağlamış olsa da dar bir alana hapsolmuştu. Yaratıcı ve esnek düşünmek yerine, geçmişten getirdiği ezberlerle ötekini değerlendiriyordu. Şimdi ise farklı olanla yüz yüze gelerek onu tanımaya, anlamaya ve daha da ötesi, anlamlandırmaya çalışıyor. Bu sürecin başlangıcı, önceki ezberleri bozmayı gerektiriyor.

Ezberleri bozmaya başlamak, “çocuk” olmaya dair hayret ve merak duygusuyla gerçekleşir. İşte bu duygudur zihni berraklaştıran ve zihnimizde yarattığımız dar dünyayı genişleten. Eğer biriktirdiğimiz önyargıları karanlıkla eş değer tutarsak, hayret ve merak duygusu bu karanlık noktalara ışık serperek zihnimizde yeni alanlar açar. Ancak meseleyi yalnızca zihin kavramıyla açıklamak eksik kalır.

İnsan, yalnızca etten ve kemikten oluşan bir canlı değildir; aynı zamanda duygularıyla var olur. Ötekiyle karşılaşma anı, sadece zihnimizde değil, duygularımızda da değişiklikler yaratır. Olumsuz duyguların yerini olumlu duygular alır. Zihnimizde yarattığımız kalıplar, olumlu duyguların bu kalıpları kırmasıyla yok olur ve boşluğa karışır.

“İnsanları seviyorum.” cümlesindeki eksiklik, ötekiyle kurulan bu yeni ilişkide tamamlanır. “Sevmek tanımakla başlar.” cümlesinde ise tanımak  kendimizi ya da bize benzeyeni kastetmez. İnsan, farklı olanı tanır ve öğrenir. O zaman sevmek, bizden farklı olanı tanımakla başlar. Ötekinin duygularını, düşüncelerini ve yaşayışlarını tanıdıkça sevgi, soyut bir kavram olmaktan çıkar ve somutlaşır.

O hâlde kalıp yargılarımızı bırakalım. Ötekiyle ilişki kuralım, berikiye “Gel hele.” diyelim. Kalıp önyargılarımız, ilişki kurdukça buz gibi erisin. Sonrası bir su gibi akışta olsun…

*Engin Geçtan, İnsan Olmak

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER