Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İncila Çalışkan

YAREN-2

Kemal Amca, yıllardır sandalıyla Uluabat Gölü’nde balık avlar, evini geçindirirmiş. Tatlı dilli, güler yüzlü, köyün en sevilen insanıymış. Balık avlarken sandalının kenarına konan kuşları, avladığı balıklarla beslermiş. İşte bunlardan bir tanesi her yıl baharda köye gelince Kemal Amca’nın sandalından ayrılmaz olmuş. Köylüler leyleğin adını “Yaren” koymuşlar.

Dokuz yıldır Kuşcenneti’ne gelen Yaren bu yıl gelmemiş! Köyde herkes, bunu konuşuyor, merak ve üzüntü içinde bekliyormuş. Öldü mü, kaza mı geçirdi, diye düşünenler çokmuş! Yarensiz “Leylek Festivali” yapılırken Kemal Amca, çok üzgün olduğunu, hep yol gözlediğini çocuklara anlatmış:

“Çocuklar, her gün balık tutuyorum Yaren gelirse veririm, diye. Gelmediğini görünce ben de tuttuğum balıkları başka leyleklere veriyorum. Yaren’i çok özledim. Onun gibi alımlı leylek yok,” demiş!

Öğrenciler de “Yarensiz festivalin tadı yok, Kemal Amca,” diye yakınmışlar. Yaren’i merak ettiklerini, çok özlediklerini anlatmışlar. Ellerindeki davetiyeyi Kemal Amca’ya uzatmışlar sevinsin, diye:

“Ne olur Kemal Amca, yarın bizim oynadığımız “Orman Bizim Canımız” adlı piyesimizi görmeye gel. Piyesi öğretmenimiz yazdı. Güzel oynamak için biz de canla başla çok çalıştık. Kostümlerimizi annelerimiz dikti. Senin bizi alkışlamanı istiyoruz.”

Öğrenciler, ertesi gün onarılan Rumlardan kalma, eski kilisenin sahnesinde “Orman Bizim Canımız” adlı piyesi köy halkı ve konukların alkışları arasında başarı ile oynamışlar. Sonra sahneye çıkan öğrenci korosu, mandolinler ve flütler eşliğinde, türküler söylemiş. Dinleyenlerin katılması ile coşkulu, güzel bir konser vermişler.

Öğretmen Hanım, türkü korosunu alkışlayanların coşkusu devam ederken sahneye çıkmış. Elindeki telefonu havaya kaldırıp gösterirken şunları söylemiş:

“Sevgili öğrenciler, hepinize teşekkür ederim, çok başarılıydınız, kutluyorum, gözlerinizden öpüyorum. Şimdi, size sevineceğiniz bir müjde veriyorum. Göl sahilindeki bir arkadaşım telefonuma ileti göndermiş. Okuyorum:

“YAREN GELDİ. SAHİLDE SİZİ BEKLİYOR.”

Salondan alkışlar yükselirken sevinçli sesler çevreye yayılmış. Sonra oyunu ve koroyu izleyenler, birbirini incitmeden, salonun geniş kapısından hızla dışarıya çıkmışlar. Köy sokaklarında heyecanla koşarak sahile ulaşmışlar.

Kemal Amca çok telaşlı ve mutluymuş. Sevinçle sandalına atlamış. Oltasını suya atmış. Balık dolu çaparisini sudan çekince, izleyenlerden neşeli sesler yükselmiş. Avucundaki balığı Yaren’e atarken seyredenler, fotoğraf çekip alkışlamış. Öğrencilerin en safı Emre yüksek sesle şunları söylemiş:

“Yareeen! Seyircilerini ve Kemal Amca’yı eğilerek selamla! Şimdi sahnede sen varsın!”

Yaren’i görmeye gelenler büyük bir alkışla sevinçlerini göstermişler. Kemal Amca’nın yüzü hep gülüyormuş. Özlem bitmiş, Yaren’e kavuşmuş ve şöyle demiş:

“Bu yıl üç gün geç geldi güzel Yarenimiz. Elimle attığım balıkları, her zamanki gibi havada yakaladı. Göçmen kuş olmak kolay mı, uzun yoldan yorgun geldi, yesin sevgili leyleğimiz.”

Öğretmen Hanım sevinçle öğrencilerine yeni bir müjde vermiş:

“Sevgili öğrenciler, Şimdi çevremiz ve gölümüz kirlenmesin diye köy meclisinin yaptırdığı “ATIK SU ARITIMEVİ’NİN” açılış törenine gidiyoruz.”

Alkışlar arasında önde öğrenciler, arkada köy halkı ve konuklar şarkılar, türkülerle yola koyulmuşlar. Hepsi Yaren’e ve Kemal Amca’ya el sallamışlar.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER