Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Tufan Dalgıç

Ya sahnelenen sizin hayatınız olsaydı…  

Geçtiğimiz pazartesi günü Susurluk Belediyesi Gençlik Tiyatrosu “Otobüs” adlı tiyatro oyunuyla Bandırma Barış Manço Kültür Merkezi’nde Bandırmalı tiyatro severlerle buluştu.

Sevilay Saral tarafından yazılan, yönetmenliğini Onur Bozhan’ın yaptığı “Otobüs” adlı tiyatro oyunu Bandırmalıların beğenisini topladı. Oyunun teması kadınların yaşamları boyunca karşılaştığı şiddet olaylarıydı.  7 kadının bir otobüste kesişen yolları ve yaşadıkları olaylar genç oyuncular tarafından izleyiciye aktarıldı. Son yıllarda yaşanan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet konusunu düşündüğümüzde oyun tamamen yaşadığımız döneme ışık tutuyordu. Bu noktada yönetmen kardeşimiz Onur Bozhan ve oyuncu arkadaşları, oyuna destek veren sahne gerisindeki emekçileri tebrik ediyorum. 

SEYİRCİ GÜLMEYİ BEKLİYOR… 

İnsanların yıllardır tiyatro oyunlarından beklediği ve tiyatroya gelme nedenleri gülmek. Küçük kentlerde özellikle oyunların ağırlıklı olarak komedilerden seçildiğini düşündüğümüzde artık bu “Gülmek için tiyatroya gitmek” anlayışı yerleşmiş. Bu konuyu şöyle eleştirmek gerek sahnedeki bir oyuncunun ettiği küfür, bel altı espri salonda kahkaha tufanları yaratıyor. Anlam veremediğim konu ise yaşamın içinde olan bu tür küfür ve bel altı esprilerin neden insanları güldürdüğü… İnsanların gülme isteği kabul edilebilir bir durum ancak her oyuna da gülmek için gitmek biraz sorunlu bir anlayış. Bu anlayışı değiştirecek olan da kentte oynanan oyunların çeşitliliğinin artması diye düşünüyorum. 

YAŞADIKLARIN TİYATRO SAHNESİNDE 

Gelelim sizlere anlatmak zorunda olduğumu hissettiğim konuya; oyunun ardından Onur Bozhan, Başkan Yardımcısı Aydın Yağar ve birkaç arkadaş Sanat Kafede oturarak oyun üzerine biraz sohbet ettik. Bu sırada orta yaşlı bir kadın yanımıza gelerek oyun için teşekkür etti ve Bandırma’da daha çok oyun görmek istediklerini söyledi. Sonra bir anda “Ben çocuğun için susmanın, sesini çıkarmamanın ne demek olduğunu çok iyi bilirim, yıllardır yaşıyorum, yıllardır sustum” deyiverdi.  Bunları söylerken gözleri doldu ve yavaşça yanımızdan uzaklaştı. Onur’a bu anı unutmaması gerektiğini söyleyerek olay üzerine konuştuk, şaşırdık. Aslında şaşılacak bir şey yoktu çünkü bu ülkede kadınlar ekonomik, psikolojik, fiziksel şiddete uğruyor ve biz bunları bilmiyoruz. Yanımıza gelen kadın oyundan da etkilenerek aslında bizlere şiddetin toplumda ne denli yaygın olduğunu gösterdi.  Sanat, tiyatro, sinema belki her şeyi değiştiremeyebilir ama en azından bir başlangıç olur. İnsanların kendini ifade edebileceği bir alan olur. Belki o şiddete uğrayan kadın, kendini güçlü hisseder ve o şiddete bir gün dur diyebilir. Hala hayal edebiliyorsak ve umudumuz varsa işte içimizdeki o ışığı söndürmeyen hep sanat olacak. Kısacası sanat bizim hep direniş alanımız olarak kalacak.  

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER