Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Tufan Dalgıç

“Sosyal Market”te ne doğru, ne yanlış?

Bandırma Belediyesi tarafından hizmete alınan “Sosyal Market”i geçtiğimiz günlerde gezme fırsatı buldum. Aslıda özellikle hangi ürünler var, gerçekten insanlar buradan ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Sorusuna cevap aramak için marketin bulunduğu kapalı pazaryerine giderek rafları tek tek inceledim. Öncelikle yardım konusunun çok hassas ve kimi zaman ülkemizde yapılan yardımların onur kırıcı olabildiğini hatırlatmak isterim. İşte bu sosyal market gibi yapılar bunun önüne geçecek en önemli yatırımlar. Açıklamalara göre; kırsal kalkınma projesi kapsamında üretilen un, nohut ve kuru fasulye gibi ürünlerle birlikte 46 kalem ürün markette yerini almış. Bu markette en önemli detay ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın bir konuşmasında işaret ettiği “Biz alışveriş çeki verdiğimizde en çok alınan ürününün çikolata olduğunu gördük” Bandırma Belediyesi bu noktaya dikkat ederek raflara çikolata da koymuş. Hijyenden kuru bakliyata birçok temel gıda bu markette ihtiyaç sahiplerine sunulmuş. Emek verenlerin ellerine sağlık… Bunlar işin güzel yanları umarım bu sosyal market daha da geliştirilir. Benim bu market konusunda dile getirmek istediğim birkaç konu daha var.
BELEDİYE’NİN REKLAMA İHTİYACI YOK!
Öncelikle yardımların incitmeden, insanların gözüne sokulmadan yapılması gerektiği konusuna değinmek istiyorum. Örneğin yardım paketleri, üstünde logolu kutularla görevliler tarafından evlere dağıtılır hatta fotojenik siyasetçiler de bu kutuları insanların gözüne sokarcasına sosyal medyalarından paylaşırdı. Sosyal Market dediğimiz yapı ev ev kutu taşımadan yardımları çıkartacak ve insanların ihtiyaç duyacağı ürünlere ulaşmasını sağlayacak. Durum böyleyken tutup insanların aldığı ürünleri “ Sosyal Market” logolu poşetlere koymak ne kadar doğru? Örneğin bir kişi buradan bu ürünü aldığında elinde o torba ile mahallesine giderken, eş dost gördüğünde incinmez mi?(Dedikodunun ne kadar bol olduğunu biliyoruz) Kaldı ki sosyal marketin ya da Bandırma Belediyesi’nin poşet üstüne logo koyarak reklam yapmaya ihtiyacı da yok.
EMEKLİ ÇOK MU ZENGİN?
Bir emekli maaşının 7 bin 500 lira olduğunu düşündüğümüzde karşımıza başka bir çelişki daha çıkıyor. Unutmadan Bandırma’da ev kiralarını da göz önünde bulundurarak hayat pahalılığının ne boyutlarda olduğunu anlayabiliriz… Bu insanlar belediyeden yardım alamıyor ama ucuz ürünler almaları da gerekli ki en azından evde tencere kaynasın. Sosyal Markette ne yazık ki herhangi bir satış yok. Yalnızca gelir testi ile belirlenen ihtiyaç sahipleri gelip buradan ihtiyaçlarını alabiliyor. Bandırma Belediyesi’nin ihtiyaç sahiplerine öncelik vermesi elbette çok değerli ancak en azından belediyenin kendi markasıyla raflara koyduğu un, nohut, fasulye gibi ürünlerin yanı sıra kooperatiflerden alınan ürünler emeklilere, dar gelirliye uygun şekilde satışa sunulamaz mı? Bu ürünler maden satışa sunulmayacak neden bir markalaşmaya gidildi. Markalaşma yapıldıysa da doğru olan belirli kota uygulanarak belediyenin ürünlerinden dar gelirlinin de faydalanması.
KADIN KOOPERATİFLERİNDEN ÜRÜNLER ALINABİLİR
Bandırma Belediyesi’nin sosyal marketi açarak ihtiyaç sahiplerine dokunması Bandırma için çok değerli ve güzel asıl iş sosyal market ile kadın üretimini de teşvik etmek, bu alana onları da katabilmek. Örneğin kadın kooperatiflerinin ürettiği ürünleri belediye alarak sosyal markette ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilir. Bölgemiz peyniriyle zeytiniyle meşhur. Bu ürünler de çok uygun fiyatlarla alınıp ihtiyaç sahiplerine neden ulaştırılmasın? Yoksul kahvaltı edebiliyor mu? Bunların yanı sıra beyaz et ve hayvancılık konusunda da çok şanslı bir bölgede yaşıyoruz. Fakir fukaranın evine ayda bir et girmesin mi? Başkan Tolga Tosun bir üreticiye söylese “Buraya et reyonu koyalım dese” hayır olmaz mı diyecekler? Kısacası sosyal marketi bir başlangıç, iyi niyetli bir girişim olarak görelim. Umarım yukarıda anlattığım eksikler de yetkililerin dikkatini çeker. Önemli olan bir işi “Yaptım oldu” anlayışla değil, eleştiriye açık ve eksiklikleri giderme çabası içinde sürdürebilmek.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER