Yoğun güneş ışınlarının dışında, denizin tuzlu oluşu ve havuz suyunun klorlu oluşunun vücudumuz da yaptığı izlere bir de mevsim geçişlerinde oluşan hava değişimleri eklendiğinde cildin savunması son derece yavaşlar. Bu olay ise cildin elastikiyetini oluşturan kolajen yapının bozulmasına, hücre yenileme kapasitesinde eksilmeye ve proteinlerin yok olmasına sebep olabiliyor. Deride fiziksel değişimler yaşanabilir, ileri ki zamanlar da ise cilt kanserine kadar erişen durumlar olabiliyor. Bunun gibi güncel oluşabilecek ciddi cilt sorunlarının önüne geçebilmek için cilt kuvvetlendirilmelidir. Özellikle sorunlu ve duyarlı cilde sahip bireyler bu mevsimlerde son derece dikkatli olmalıdır.
Profesyonel cilt bakımlarının beraberinde kesinlikle cildin gündelik temizliği yapılmalı ve cilt nemlendirilmelidir. Yapılacak bu yöntemler, cildin mevsim geçişlerinden negatif yönde etkilenmesini engelleyecektir. Bununla birlikte yaz mevsiminde kullanılan nemlendirici kremlerin ve cilt temizleyicilerinin kış mevsiminde kullanılan ürünlerle muhakkak aynı olmaması gerektiği aklımızdan çıkmamalıdır. Bu sebeple kozmetik ürün alışverişlerinde cilt yapısı ve mevsim durumları mutlak olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca bu ürünlerin dermatolojik testlere tabi tutulmuş olmasına da önem verilmelidir.
…
Mevsim geçişleri esnasında en sık rastlanan cilt sorunlarından bir diğeri ise sıcak-soğuk değişikliği sebebiyle ciltte ortaya çıkan çatlaklardır. Bu cilt çatlakları genellikle yüz civarında, burun kenarlarında yanak bölgesinde ve ellerde oluşur. Bu sorunlardan korunabilmek için duş esnasında aşırı sıcak su kullanmamaya, bununla birlikte ise cildi muhakkak nemlendirmeye itina gösterilmelidir. Banyo süresi 5-10 dakikayı aşmamalıdır. Cildi olumsuz şekilde etkileyebilecek esans ve alkol içerikli sabunları kullanmamalıyız. 5,5 PH seviyesine sahip olup olmadığına dikkat edilmelidir.