Burak Uğur, uluslararası bir araştırma raporuna göre 2040 yılında 5.7 milyar insanı çok kuvvetli bir su probleminin beklediğine dikkat çekti. Kuraklık sonrası göç problemlerinin de başlayacağına işaret eden Uğur, Türkiye’nin su kaynakları bakımından zengin bir ülke olmadığını da vurguladı. İstatistik ve araştırmaları sonucunda Türkiye’nin sınırda olduğunu, bunun önüne geçilmesi için eğitim ve politikaların birlikte yürütülmesi gerektiğini söyledi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan Meteoroloji Kuraklık Haritasını incelediklerini anlatan Burak Uğur şunları söyledi: “Haritada görünen siyah alanlar olağanüstü kurak alanlar, ülkenin en iyi yeri dahi hafif kurak pozisyonda. Bandırma ve yakın coğrafyasına bakacak olursak kuraklıkla karşı karşıyayız. Buradan da bütün yetkililere şunu söyleyelim; bu bugünün problemi değil, dünün problemiydi. Dün çözülmeliydi ancak çok geç kalmış değiliz. Bundan sonra alınacak olan önlemlerle ve politikalarla biz bunu bir nebze olsun düzeltebileceğimize inanıyoruz.”
Bandırma kuraklıkla karşı karşıya
Yağışların azalmasıyla birlikte kuraklık tehlikesi bir kez daha ülke gündemine geldi. Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Bandırma Temsilcisi ve Yüksek Ziraat Mühendisi Burak Uğur, yaşanan sel felaketleri ve kuraklık konusunda açıklamalar yaptı. İklim değişikliğinin kuraklıkla bağlantılı olduğana işaret eden Uğur, değişikliğin sadece havaların ısınması ve soğuması anlamına gelmediğini kaydetti.
Uğur, kuraklıkla karşı karşıya kalan başta Manyas ve Gönen olmak üzere Bandırma’nın çevre şehirlerindeki barajlarda su oranlarının ciddi şekilde düştüğünü belirtti. Doluluk oranı günden güne azalan barajlarla ilgili bilgi veren Uğur, “İklim değişikliğinin nedenine biraz bakacak olursak sera gazı dediğimiz, dünyanın etrafını kaplayan bu gazın içinde bulunan karbondioksit, karbonmonoksit, metan gazı gibi gazları görüyoruz ve bunların son 150 yılda dünyayı çok fazla sarmış olması iklim değişikliğine neden oluyor. Maalesef ki bunun sebebini direkt insanoğluna bağlayabiliriz.” dedi.
“BİRÇOK CANLI TÜRÜ TEHLİKEDE”
İklim değişikliğinin son 30 yıldır gündeme geldiğini aktaran Uğur, “Dünya 1 buçuk derece daha ısınırsa, birçok canlı türünün şu anda hayatı ve insanlığın yaşamı için önemli olan bal arıları gibi balıklar gibi canlının da yaşamı maalesef ki tehlikeye girecektir. İklim değişikliği aslında son 30 yıldır çok konuşuluyor. Bununla ilgili hükümetler arasında farklı sözleşmeler, farklı anlaşmalar gerçekleşiyor. Ancak baktığımız zaman dünyada da birçok ülkenin, birçok hükümetin bunu uygulamadığını söyleyebiliriz.” diye konuştu.
“KURAKLIĞI ÖNLEYEBİLİRİZ”
Suyun kullanma yöntemlerine de değinen Burak Uğur, kuraklığın önüne geçmek için önerilerde bulundu. Uğur, “Hem iklim değişikliğiyle alakalı hem de kuraklıkla alakalı farklı önerilerde bulunuyoruz. Önerilerin ilki ve aslında en önemlisi de defalarca dile getirdiğimiz ülkemizde bir su kanunun olmamasıdır. Şu anda Türkiye’de 23 farklı su havzasının belirlendiğini görüyoruz. Bu 23 su havzasının, özellikle 13 tanesi maalesef risk altında. Ana kaynaklarının risk altında olması demek hayatımızın her konuda etkilenmesi demektir bu yüzden su kanunu getirilerek, kuraklığı önleyebiliriz. Salma sulama, vahşi sulama yöntemlerinden kaçarak damla sulama yöntemine geçiş yapmalıyız.” dedi.
“2040 YILINDA SUSUZLUK KAPIMIZDA!”