Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Kadına Şiddet Neden Bitmiyor?”

25 Kasım Kadına Yönelik

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, Bandırma Kadın Dayanışma Derneği (KDD) ve Bandırma Belediyesi iş birliğiyle “Kadınımıza Şiddet Neden Bitmiyor” isimli söyleşi gerçekleştirildi.

Bandırma Kadın Dayanışma Derneği ve Bandırma Belediyesi iş birliğinde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında “Kadınımıza Şiddet Neden Bitmiyor” isimli söyleşi gerçekleştirdi. Barış Manço Kültür Merkezi’nde yapılan etkinliğe; Bandırma Belediye Başkan Vekili Mesut Özdemir, Bandırma Belediye Meclis Üyesi Av. Merve Polat, Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Nilgün Germiyan, dernek üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

“TÜRKİYE’DE 1980’Lİ YILLARDA KADIN HAREKETLERİ GELİŞMEYE BAŞLAMIŞTI”

Söyleşiyi gerçekleştiren Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeynep Aça, “Türkiye’de 1980’li yıllar önemli. Çünkü bu dönemde kadın hareketleri gelişmeye, statüsü yüklenmeye başlamıştı. Bu dönem Avrupa Birliği ile uyumlu süreçlerinin önem kazandığı bir süreci ifade ediyor. Bu tarihlerden itibaren kadına yönelik şiddet konusunda devletin doğru ve sorumlulukları gündeme gelmeye başlamıştı. 1990’lı başlayarak ayrımcılık ve kadına yönelik konusunda hukuksal ve kurumsal mekanizmalar ilişkin çalışmalar başlatılarak düzenlemeler hayata geçirilmeye başlanmıştı. 2000’li yıllarda ise uluslararası dinamiklerin ve dönüşümlerinin de etkisiyle kadına şiddet, kamu siyasetinin bir parçası haline gelmişti. 2004 tarihli Türk Ceza Kanunu’nda da yeni değişiklikler yapılarak kadına şiddetin önüne geçilmeye çalışıldı.” dedi.

“TÜRKİYE’DE KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNÜNE GEÇİLEBİLDİĞİNİ SÖYLEMEK ÇOK GÜÇ”
Türkiye’de kadına yönelik şiddetin hala azalmadığını söyleyen Dr. Aça, “2012 yılında ülkemizde imzalanan İstanbul Sözleşmesi kadınlar için çok önemli bir sözleşme. Sözleşmeyi imzalayan ilk ülkeyiz. Aynı tarihte 6284 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle İstanbul Sözleşmesi’nin ciddi bir ilham kaynağı olduğunu görüyoruz. 6284 sayılı kanunda, ‘Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi’ ve İstanbul Sözleşmesi’nin temel felsefesi net bir şekilde kanuna yansıtılmıştır. Bütün sözleşmelere ve kanunlara rağmen Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önüne geçildiğini söyleyebilmek çok güç. Her gün şiddet gören ve öldüren kadınların veri sayısı artmaya devam ediyor. Bu noktada İstanbul Sözleşmesi gerçekten çok önemli. Çünkü sözleşme kadına şiddet konusuna kadın erkek eşitsizliği meselesi olarak yaklaşıyor.” diye konuştu.

“PATRİYARKAL ANLAYIŞ GÜNÜMÜZDE ÇOK ŞİDDETLİ BİR ŞEKİLDE YER ALIYOR”

Kadına yönelik şiddetin farklı şekillerde kavramsallaştırıldığına dikkat çeken Dr. Zeynep Aça, “Kadına yönelik şiddet farklı şekillerde kavramsallaştı. Eril şiddeti, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, erkek şiddeti, aile içi şiddet, ev içi şiddet, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, kadına yönelik şiddet gibi çift şiddet olarak kavramsallaştı. Kadına yönelik şiddetin bitmemesinin en temel nedenlerinden biri Patriyarkal anlayış. Türkiye gibi Patriyarkal anlayışının egemen olduğu toplumlarda, toplumsal cinsiyet olgusu maalesef ki ön plana çıkıyor. Cinsiyetçi roller kadın ve erkekler üzerinden şekilleniyor. Güçlü olan erkek kabul edilerek, kadın doğuştan zayıf kabul ediliyor. Kadın toplumda kabul edilmediği için sürekli erkeklerin himayesine ihtiyaç duyuluyor. Kadının sürekli aileye, erkeğe bir yerlere ait olması bekleniyor. Patriyarkal anlayış günümüzde çok şiddetli bir şekilde yer alıyor.” dedi.

Haber: Selin Girgin/ M. Nur Uysun