Bakan Göktaş: “Türkiye’de doğurganlık hızı tarihimizin en düşük seviyesi olan 1,48’e geriledi”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Modern hayatın

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Modern hayatın dayadığı yaşam biçimi, aile kurmayı bir yük gibi gösteriyor. Maalesef uzun yıllar pek çok ülkede doğurganlığın düşmesinin büyük katkı sağlayacağına inanıldı. Ve aynı duruş niyetiyle nüfus planlamaları adı altında müdahalelerde bulundu. Bu nedenle doğurganlık hızı birçok ülkede nüfus yenilenme seviyesinin altına düşmüş durumda. Türkiye’de ise tarihimizin en düşük seviyesi olan 1,48’e geriledi. Nüfus azalması ve yaşlanması birçok ülkede toplumsal yapıyı tehdit eden bir unsur haline geliyor” dedi.
Dijitalleşmeden demografik değişimlere, kültürel dinamiklerden sosyal politikalara kadar pek çok konunun ele alındığı ‘Uluslararası Aile Forumu’ Şişli’de bir otelde yapıldı. Programa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın yanı sıra 27 ülkeden bakanlar, üst düzey yöneticiler ve yurt dışından çok sayıda davetli katıldı. Forumun açılışı yöresel dans gösterileriyle yapıldı. Gösterilerin ardından bir konuşma yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, ailenin toplum içindeki önemini ve ailenin toplumları ayakta tutan dinamik bir yapı olduğunu belirterek, ‘’Hepimiz biliyoruz ki modernleşme hayatımıza pek çok kolaylık, imkan ve yenilik getirdi. Ancak bu süre hayatın her alanını etkilediği gibi aile kurumunda derinden sarstı. Artık bireyselliğin ön plana çıktığı, sınırsız özgürlüğün yüceltildiği bir çağda yaşıyoruz. Bu bakış açısı aileyi toplumsal hayatından çekip sadece kişisel bir tercihe indirgemeye başladı. Dayanışmanın yerini yalnızlık, bağlılığın yerine geçicilik, sorumluluğun yerini sınırsız seçenekler alıyor. Diğer yandan aile sorununu tehdit eden cinsiyetsizleştirme gibi küresel ideolojik akımlar hızla yaygınlaşıyor. Dijitalleşme, yüz yüze iletişimi azaltarak aile içi ilişkileri olumsuz etkiliyor’’ dedi.

‘’Türkiye’de doğurganlık hızı tarihimizin en düşük seviyesine geriledi’’
Yeni dünya düzeninde gelişim gösteren dijitalleşme ve şehirleşmelerin aileyi güçlendirmesi gerekirken tam aksine aile bağlarını zayıflattığına dikkat çeken Bakan Göktaş, “Modern hayatın dayadığı yaşam biçimi, aile kurmayı bir yük gibi gösteriyor. Gençler evlilikten uzaklaşıyor. Anne babanın rolleri zayıflıyor. Kuşaklar arası bağlar kopuyor. Bugün geldiğimiz nokta yıllarca yürütülen kalkınma politikalarının aileye ilerlemenin önünde bir engel birliği değerlendirmesinin sonucudur. Maalesef uzun yıllar pek çok ülkede doğurganlığın düşmesinin büyük katkı sağlayacağına inanıldı. Ve aynı duruş niyetiyle nüfus planlamaları adı altında müdahalelerde bulundu. Bu nedenle doğurganlık hızı birçok ülkede nüfus yenilenme seviyesinin altına düşmüş durumda. Bazılarında onda birin altına indi. Türkiye’de ise tarihimizin en düşük seviyesi olan 1,48’e geriledi. Nüfus azalması ve yaşlanması birçok ülkede toplumsal yapıyı tehdit eden bir unsur haline geliyor. Diğer yandan göçler, afetler, savaşlar ve ekonomik baskılar, aileyi savunmasız bırakabiliyor. Tüm bu yaşananlar ekonomik gelişim, toplumsal dayanıklılık ve gelecek nesiller adına ciddi bir durumdur. Aile kurumunun ve demokratik yapıyı tehdit eden bu süreçler kültürler arası farklılıklar gösterse de kökeninde ortak dinamikler barındırıyoruz’’ diye konuştu.

‘’Aileyi korumak sadece bir sosyal politika değildir insanlığın ortak sorumluluğudur’’
Bakan Göktaş, toplumun temel yapı taşı olan aile kurumunun güçlendirilmesi için yeni hamlelerle ve ortak akılla hareket edilmesi gerektiğini vurgu yaparak ’’Ülkeler arası bilgi paylaşımı, iyi uygulamaların aktarımı her zamankinden daha çok önem arz ediyor. Şunu çok iyi biliyoruz ki hiçbir ülke bu sorunlarla tek başına mücadele edemez. Hepimizin yaşadığı bu ortak sorunlarımıza ortak çözümler aramak durumundayız. Aileyi korumak sadece bir sosyal politika değildir insanlığın ortak sorumluluğudur. Aileyi yaşatmak, insanlığı yaşatmaktır. Amaç, aileyi merkeze alan ekonomi, kültürel ve psikososyal boyutlarıyla ele alan bütüncül politikalar uygulamaktır. Aile dostu şehir planlamasından eğitim politikalarına, medya içeriklerinden dijital platformlara kadar her alanda ailenin korunmasını önceleyen stratejiler oluşturmalıyız. Uluslararası. daha güçlü bir aile diplomasisi geliştirmeliyiz. Tıpkı çevre, iklim ya da insan hakları gibi aile de artık küresel bir gündem maddesi olmalıdır. Kültürel değerleri koruyan ama evrensel ilkeleri de önceleyen, aileyi güçlendiren uygulamaların izlenebileceği uluslararası göstergeler geliştirmekle bu çabanın önemli bir parçası haline gelmelidir’’ diye konuştu.

‘’Ailenin korunması ve güçlendirilmesi vizyon belgesi, bütüncül bir yol haritasıdır’’
Bakan Göktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde hayata geçirilen ‘Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi Eylem Planı’nın Türk aile yapısı açısından önemine dikkat çekerek, ’’Her politikanın şu sorulara cevap vermesi beklenmektedir. Yürüttüğümüz politikalar aile yapısı ve dayanışmasını destekliyor mu? Aile durmayı kolaylaştırıyor mu, Zorlaştırıyor mu? Çocukların gelişimi ve güvenliği açısından nasıl bir etki oluşturur? Aile içi ilişkileri güçlendirecek sosyal ve ekonomik zemini sağlıyor mu? Bu sorular, politikalarımızı aile perspektifinden yeniden ele almamızı sağlayacağız. Türkiye olarak geçtiğimiz yıl açıkladığımız ailenin korunması ve güçlendirilmesi vizyon belgesi ve eylem planı tam da bu sorulara yanıt arayan bütüncül bir yol haritasıdır. Bu belgeyle ailenin aileyi ve dinamik nüfus yapısını korumak. Dijital güvenliği sağlamak, küresel risklere karşı aileyi dirençli kılmak, kuşaklar arası dayanışmayı güçlendirmek gibi pek çok stratejik hedef ortaya koyduk. Bu hedefler doğrultusunda kurumsal ekonomimizi güçlendirdik. Kurduğumuz Aile ve Nüfus Politikaları daire başkanlığı ile politikalarımızın çok boyutlu bir yaklaşımla koordine etmeye başladık’’ dedi.

‘’ ‘Aile Yılı’ birçok yeniliğe uzanan çok katmanlı bir hareketin çatısıdır’’
Aile yapısını güçlendirmek için birçok yenilikçi adımlar attıklarını kaydeden Bakan Göktaş, “‘Aile Yılı’ finansal desteklerden eğitime, kültürel etkinliklerden, dijital dönüşüme kadar uzanan çok katmanlı bir hareketin çatısıdır. Evlenecek gençlerimizin ve çocuk sahibi olmak isteyen ailelere sağladığımız destekler, ailelere yönelik özel indirim avantajları, bu desteklerin sadece bir kısmını oluşturuyor. 7’den 70’e tüm aile bireylerini kapsayan bu politika ve faaliyetlerle aileyi daha güçlü ve geleceğe güvenle bakan bir toplumun temeli haline getiriyoruz. Tüm bu adımlar aileyi bir güç kaynağı olarak gören daha büyük bir vizyonun parçalarıdır. Bunlar sadece sembolik girişimler değil demografik gerçeklerle yüzleşen aile kurumunu canlandırmaya yönelik ulusal bir stratejidir. Bugün bizleri bir araya getiren bu forumda bu stratejinin uluslararası ölçekte paylaşılması açısından son derece kıymetlidir. Aile konusunu öncelikli gündem haline getirmek için yürüttüğümüz aile diplomasisinin önemli bir parçasıdır. Birlikte ortaya koyacağımız her katkı yarının ailelerini koruma ve güçlendirme çabamıza ışık tutacaktır’’ ifadelerini kullandı.

Haber :İhlas Haber Ajansı (İHA)