Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kurtuluş “Ekosistem esaslı balıkçılık”

Prof. Dr. Mustafa Sarı,
Prof. Dr. Mustafa Sarı, ekosistem esaslı balıkçılığı anlatarak yapılan çalışmalarla ilgili dünyadan örnekler verdi.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, balık avı yasağının başlamasının ardından değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin bir an önce ekosistem esaslı balıkçılığa geçmesi gerektiğini vurgulayan Mustafa Sarı şunları söyledi:  “Soframa 500 gram bir lüfer gelebilmesi için mutlak denizdeki bütün ekosistemin sağlıklı çalışabiliyor olması lazım. Deniz kirlenmemeli, kıyı alanları tahrip edilmemeli ve denizdeki türler arasındaki ilişkiler sağlıklı şekilde yürümeli. Peki bunu nasıl yapacağız? Dünya bizim şu anda uyguladığımız eski sistemden neredeyse 20-25yıl önce vazgeçti. Dünyadaki devletler büyük oranda bundan vazgeçti. Avrupa Birliği 2002 yılından itibaren ortak balıkçılık politikasını değiştirdi, ekosistem esaslı balıkçılık yönetimine geçti. Stoklar hemen düzelmeye başladı. Amerika bu değişim sürecini 1997’de başlattı ve 2001’de tamamladı. Kanada yine aynı zamanda tamamladı. Şili tek başına dünyada balıkçılık üretiminin sur ürünlerinin yüzde 2,5-3’ünü karşılıyor. Şili 2014 yılında bütün balıkçılık yönetim politikasını değiştirerek ekosistem esaslı balıkçılık yönetimine geçti. Şimdi biz de bunu yapacağız. Ekosistem esaslı balıkçılık yönetiminin hayata gerçek anlamda geçebilmesi için koruma alanları oluşturacağız. Belli bölgelerde hiçbir şekilde avcılığa izin vermeyeceğiz. Belli bölgelerde endüstriyel avcılığı sınırlandıracağız. Belli bölgelerde de sadece sınırlı ölçülerde endüstriyel avcılık yapılmasını sağlayacağız. Balıklar ve türler çoğalacak. Bunların çoğalmasıyla beraber çoğaldıkları bölgeden geri kalan alana yayılacaklar. Türlerimiz de balıkçılarımız da bu durumdan memnun kalacaklar. Balıkçı belki bir 3-5 yıl ilk etapta zarar edebilir ama ondan sonra daha çok kar edeceği için o zarar sübvanse edilecektir. Buna ilişkin güçlü bir devlet politikasına ihtiyacımız var. Biz balıkçılık yönetiminde değişikliğe ihtiyaç var deyince hemen şöyle anlaşılıyor. Bakan değişsin genel müdür değişsin 90 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca kaç bakan kaç müdür değişti. Neyi değiştirdik? Anlayışlar değişmediği sürece uygulamalar benzer kalmaya devam ediyor. Onun için derdimiz mantalitemizin değişmesi. Bir zihniyet değişimi gerçekleştiğinde o zaman hep birlikte el birliğiyle ülkemizin denizlerini sürdürülebilir balıkçılığa taşımış olacağız.”