Emekli Sen ve Eğitim Sen Cumhuriyet Meydanı’nda bir basın açıklaması yaparak maaşlara yapılan zammı ve Boğaziçi Üniversitesi Rektör atamasını protesto etti. Basın açıklamasına sivil toplum örgütleri ile siyasi partiler de destek verdi.
Basın açıklamasında konuşan Emekli Sen Bandırma Şube Başkanı Levent Balkış, “4 Ocak Pazartesi günü TÜİK “resmi enflasyon oranını” 2020 Aralık ayı için yüzde 1.25 – 2020 yılı için yüzde 14.60 olarak açıkladı. Alıştığımız üzere yine sayılara takla attırılarak ve ülkenin gerçekliğinden tümüyle kopuk bir enflasyon oranı açıklanarak işçilerin, emekçilerin ve emeklilerin yaşam şartları göz ardı edilip, yeni zam oranları ilan edildi.
Şeytana bile takkesini ters giydiren bir yöntemle TÜİK.
Kamu Emekçilerine
% 7.36 artış
İşçi ve Bağ-Kur Emeklilerine % 8.36 maaş artışı ile sefaleti dayatıyor.
Gerçekte yıllık enflasyonun %36.72
Ve Aralık ayı enflasyonunun %3.88 olduğu gerçeği çarşı pazar da kendisini bütün çıplaklığıyla hissettiriyor.
Ülkede dört kişilik bir aile için açlık sınırı 2 bin 590 lira ve yoksulluk sınırı 8 bin 436 lira iken asgari ücretlilere yapılan zam ve TÜİK’in açıkladığı yalan enflasyon rakamlarıyla beraber emeklilere yapılan zam oranlarının emeklileri ölüm sınırına iteceği açıktır.
Değerli dostlar.
Birileri, işçi sınıfının, memur emeklilerin, kıt kanaat geçinerek patronlara, Hükümete boyun eğmesini istemektedir!
Birileri, emeklilerin evlerinde, üstelik böylesi zorlu bir pandemi sürecinde, ellerine geçmeden eriyen üç kuruş ile ölümü beklemesini istemektedir!
Taleplerimiz karşılanmadan açıklanan “resmi enflasyon oranı” ve buna bağlı olarak “zam müjdesi” bizim için yok hükmündedir.
Sesimizi duymak istemiyorlar. Oysa taleplerimiz nettir:
Emeklilikte insan onuruna yaraşır ücret almak,
Emekli ücretlerinin sadece enflasyona endeksli değil; milli gelir artışı da göz önüne alınarak belirlenmesi ve asgari ücretin altında aylık emekli ücreti belirlenmemesi,
Emekli ücretleri arasındaki farklılıkların giderilmesi için acilen bir intibak yasasının hayata geçirilmesi,
Emeklilikte yaşa takılanlar adı altında yaratılan sorunun bir an önce eşitlikçi bir biçimde çözüme kavuşturulması.
Buradan bir kez daha haykırıyor ve
İlan ediyoruz;
Biz hem asgari ücretli işçilere yapılan zulmün hem de bize reva görülecek olan bu insanlık dışı sefalet ücreti zamların karşısında yılgınlığa kapılmayacağız.
Meşru ve demokratik zeminde mücadeleye yılmadan devam edeceğiz.
Özgürlük ve Demokrasi mücadelesinde gün geçmiyor ki anti demokratik uygulamalarla karşılaşmayalım. Türkiye’nin en güzide üniversitesinin başına partili bir rektör ataması gerçekleşti.
Bir duvar vardı. Önemli görünmüyordu. Kesilmemiş taşlardan örülmüş, kabaca sıvanmıştı; erişkin biri üzerinden uzanıp bakabilir, bir çocuk bile üzerine tırmanabilirdi. Bütün duvarlar gibi iki anlamlı, iki yüzlüydü. Neyin içeride, neyin dışarıda olduğu duvarın hangi yanından baktığınıza bağlıydı.” diyor yazar. Bugün ülkemizde duvarın neresinde olduğumuzu bu kez çocuklarımız ve torunlarımız için dile getiriyoruz. Bugün bu ülkenin emeklileri Çocuklarımızın evinin duvarlarını kıranlardan değil; “kayyum rektör istemiyoruz” diyen öğrencilerden yanadır.
Bugün ülkemizde yine bilimsel çalışmaların yapıldığı; özgür düşüncenin geliştiği özerk kuruluşlar olması gereken üniversitelere, siyasal erkin büyük bir hırs ve tüm gücüyle saldırıya geçtiğini görüyoruz. Görüyoruz ki bundan dört yıl evvel Mülkiye’de ayaklar altına alınan cüppeler gibi bugün de Boğaziçi’nde üniversitenin kapısına kelepçe vuruluyor.
Boğaziçi’nin ve nice köklü üniversitenin kapısına kelepçe vurmakla eşit ve bilimsel eğitimi engelleyebileceklerini sananlara sesleniyoruz: Üniversiteleri dört duvar ve bir sürgülü kapıdan ibaret sananlar yanılıyor. Öğrencilerin ve bilim insanlarının bir arada olduğu her yer üniversitedir. Her bir gencimizin zihni, fikri, yüreği bir üniversitedir. Cüppeleri yerden kaldıracak olanlar da, kelepçeli kapıları birer birer açarak aydınlığa ilerleyecek olanlar da bu gençlerdir. Boğaziçi Üniversiteli öğrencilerin yanındayız!
Bağırarak hakaret ederek suçlayarak terörist ilan ederek insanları susturamazsınız vicdansızlarla cüzdansızların hesaplaşması kaçınılmazdır.
İşçiler, emekçiler, emekliler, öğrenciler demokratik, bilimsel, eşit ve özgür bir toplumu omuz omuza kuracaklar!
Kurtuluş Yok Tek Başına!
Birleşe birleşe kazanacağız.” Dedi.
“BU ÜLKENİN HALKI DEMOKRASİ İSTİYOR”
Emekçilere insanca yaşamaya yetecek bir ücret istediklerini belirten Eğitim Sen Bandırma Temsilcisi Erdal Doğru da temel ürünler ve gıdaya fahiş zamlar yapıldığına işaret etti. Boğaziçi Üniversitesi Rektör atamasına da değinen Doğru şunları söyledi: “Bu ülkenin halkı demokrasi istiyor. Bu ülkenin yurttaşları demokrasinin en asgari kriteri olan seçme ve seçilme hakkı için mücadele ediyor. İşçiler sendikasını, üniversitenin asli unsurları rektörünü, halk yerel yöneticilerini ve vekillerini özgürce seçmek istiyor. Atanmışlarla, kayyumlarla ve dayatmalarla bu halkın kaderini belirlemeye çalışmak artık kabul görmüyor.
Son olarak Boğaziçi Üniversitesine atanan bir rektöre karşı öğrenciler ve öğretim üyeleri demokratik yollarla tepkilerini dile getirdiler. Daha önce ihraç edilen akademisyenlerin cüppelerini çiğneyenler, bu kez de üniversitenin kapısına kelepçe vurarak tarihe geçtiler.
Meselenin esası bellidir: Tepeden inme bir rektör atamasıyla bir üniversitenin kurumsal değerleri, ihtiyaçları ve tüm bileşenlerinin iradesi yok sayılmıştır. Akademik özgürlüğün ve kurumsal özerkliğin ortadan kaldırılması üniversitelerimizi her geçen gün bilimsel üretimden daha da uzaklaştırmaktadır.
Nitelikli bilimsel üretim için üniversiteler siyasi otoritenin aracı olmaktan çıkarılmalı, üniversitelerin yönetim organları tüm bileşenlerin dahil olduğu katılımcı süreçlerle ve seçimle oluşturmalıdır.
Bu toprakların tarihinde her zaman demokratik üniversite mücadelesi, demokratik Türkiye mücadelesinin güçlü bir parçası olmuştur. Bu nedenle üniversitelerine sahip çıkan, demokrasi mücadelesini yükselten Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin, öğrencilerinin ve mezunlarının haklı mücadelesinin yanındayız.”