OHAL Türkiyesi’nde insan hakları ihlallerinin darbe dönemlerini aratmadığını ifade eden CHP’li Mehmet Tüm şunları belirti: “Savaşlar nedeniyle milyonlarca insanın yaşamını yitirdiği bir dünyada yıllarca sürdürülen hak ve özgürlük mücadelelerinin ardından, 10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Bildirisi imzalanmış ve tüm dünyada başta yaşama hakkı olmak üzere temel insan hak ve özgürlükleri güvence altına alınmıştır. Bugün içinde bulunduğumuz siyasi konjonktür, ne yazık ki, büyük savaşlarının yaşandığı 20. yüzyıl dünyasından farklı bir durumda değildir. Orta Doğu’da yıllardır devam eden kirli savaş, milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine, yine milyonlarca insanın ülkesini terk etmesine ve dünyadaki birçok ülkenin savaş ve terörden doğrudan etkilenmesine neden olmuştur. Amerika’da, Avrupa’da, Orta Doğu’da ve ülkemizde terörist saldırılar sonucu her yıl on binlerce insan yaşamını yitirmektedir. Öte taraftan, insan haklarının içeriği birçok ülkede, hak ve özgürlük mücadelelerinin etkisiyle yeniden ele alınmakta ve kapsamı genişletilmeye çalışılmaktadır.Halkımız Saray yönetimi altında darbe dönemlerini aratmayan koşullarda yaşıyor!Dünyada insan haklarının boyutları ve yeni haklar tartışılırken, 2017 Türkiyesi’nde ne yazık ki, sivil bir darbenin meşruiyeti ve insan hakları ihlalleri tek gündem olarak karşımıza çıkmaktadır. Halkımız, içeride ve dışarıda izlediği savaş politikalarıyla milyonlarca insanı mağdur eden bir Saray yönetimi altında, en temel haklarından yoksun bırakılmış halde darbe dönemlerini aratmayan koşullarda yaşıyor. Yaşama hakkı başta olmak üzere, barınma, sağlık, eğitim gibi en temel haklar bile yerine getirilemiyor. Adalet, barış, eşitlik ve demokrasi çağrısı yapanlar terörist muamelesi görürken, ölümden, idamdan, savaş ve yıkımdan bahsedenler kendilerini kahraman ilan ediyorlar.Bağımsızlık, adalet ve özgürlük mücadelesiyle demokratik Türkiye er ya da geç yeniden inşa edilecektir Özellikle 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL rejiminin ardından, insan hakları tümden rafa kaldırılmış durumdadır. Yüzbinlerce insan ekmeğinden edilirken, yine yüzbinlerce insan cezaevlerinde neden tutulduğunu bile bilmiyorlar. Ülkemiz açlık grevinde ekmeği için ölümüne direnenlerle, cezaevindeki gazetecilerle, hapse atılan milletvekilleriyle, milli iradenin bile gasp edildiği bir ülke konumuna geldi. Bu durum bağımsızlık, adalet ve özgürlük mücadelesiyle er ya geç aşılacak ve hayalini kurduğumuz demokratik Türkiye halkımız tarafından elbet yeniden inşa edilecektir. Bu duygu ve düşüncelerle, hak ve özgürlüklerin kısıtlanmadığı, savaşların yaşanmadığı, insanların insan olarak değer gördüğü bir dünya ve Türkiye inancıyla 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyorum.HABER MERKEZİ