Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Sözleşmeli üretimde yeni dönem

Orta Vadeli Programda yer

Orta Vadeli Programda yer alan öncelikli reform alanlarından biri olan tarımla ilgili yapılan çalışmalar kapsamında “Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik” ardından “Sözleşmeli Üretimin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bandırma Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Can Ata Tan, “Çiftçiden ürün alan sanayici kalite ve tonaj sorunu ile karşılaşmayacak, kaliteli hammaddeyle üretilen katma değerli ürünler dünya pazarında rekabetimiz güçlenecektir.” dedi.

Orta Vadeli Programda yer alan öncelikli reform alanlarından biri olan tarımla ilgili bir yönetmelik daha yayımlandı. Geçtiğimiz hafta yayımlanan “Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik”in ardından “Sözleşmeli Üretimin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tarım ve Orman Bakanlığı ve TÜİK arasında “Genel Tarım Sayımı”yla ilgili protokolde imzalandı. Tarımsal Üretim Sözleşmesi’nden doğan Hukuk Uyuşmazlıklarına İlişkin Arabuluculuk Yönetmeliği ile hukuki altyapının güçlendirilmesi için de beklenen adım atıldı.

Tarımda planlı üretim modelinin Ülke tarımı için önemli olduğuna dikkat çeken Bandırma Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Can Ata Tan, “Üreticiyi satış, sanayiciyi hammadde, tüketiciyi de sağlıksız ürün derdinden kurtaracak tarımda planlı üretim modelinin Ülkemizin tarımı için çok önemli olduğunu her ortamda dile getirdik. Planlı üretim stratejisinin uygulanması halinde, çiftçimiz ekip biçtiği ürünün karşılığını alabilecek, çiftçiden ürün alan sanayici kalite ve tonaj sorunu ile karşılaşmayacak, kaliteli hammaddeyle üretilen katma değerli ürünler dünya pazarında rekabetimiz güçlenecektir.” dedi.

“DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLERE KISITLAMA GETİRİLMEMELİ”

Ürün kısıtlamasının katma değer ve dış Pazar ekonomik kayıplara neden olacağını söyleyen Başkan Tan, “Planlı üretimin ilk adımı olarak gördüğümüz ‘Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik’in yayınlanmasından sonra Bandırma Ticaret Borsası olarak bazı aksaklıkları gördük. TÜİK’in açıkladığı; Tarımsal Yeterlilik oranları yüzde 150’nin üzerinde olan ürünlerde kurulun aksi kararı olmazsa dikimine yasak getirmek, ihracatı olan ve ülkemize döviz getiren ancak yeterlilik oranı yüzde 150’nin üzerinde olan fındık, incir, üzüm, kayısı, narenciye, elma ile olası ekilebilecek ve benzeri ürünlerin kısıtlanması; istihdam, katma değer ve dış pazar gibi ekonomik kayıplara neden olacaktır. Bu nedenle ihracata yönelik, katma değeri yüksek ürünlere kısıtlama getirilmemelidir.” diye konuştu.

“BAŞVURU SÜRESİ HER ÜRÜN VE İLÇEDE FARKLI ZAMAN İSTER”

Başvuru süreçlerinin çiftçi ve işletmeleri zorlayacağını kaydeden Başkan Can Ata Tan, “Birden fazla il/ilçe sınırlarında arazisi olan çiftçi ve işletmelerin ayrı ayrı izin başvurularında bulunmaları ciddi zorluklar ve iş kayıpları yaratacaktır. Başvuru süreleri ve takvimi konusu açık değildir. Her ürün ve ilçede farklı zaman ister. Bu başvuru sürelerinin takibi için çiftçi yaş ortalamamız uygun değildir. TARSİM’e mevzuatta yer verilmemiştir. İl/ilçe müdürlük görevleri, mevcut iş yüküne ilave görevleri kapsamaktadır. Bu durum zaten aşırı yük altındaki personel üzerinde ve özellikle saha çalışmalarının ifası konusunda imkânsız yükler getirecektir.” dedi.

“KİŞİ BAŞI ARAZİ MİKTARI 2,8 DEKARA DÜŞTÜ”

Tarım ürünleri ihtiyaçlarının arttığını belirten Başkan Tan, “Kişi başı arazi miktarımız 2002 yılında 4 dekar iken bugün 2,8 dekara düşmüştür. Gün geçtikçe nüfus artışı, sığınmacılarla birlikte tarım ürünleri ihtiyacımız gitgide artmaktadır. Mevcut koşullarımızda tarımsal üretimi arttırmak son derece önem arz etmektedir. Aslında sözleşmeli üretim uzun bir süredir uygulanıyordu, ancak yeni düzenleme ile yaygınlaştırılması öngörülmüş, uyuşmazlıklarda arabuluculuğa ve bakanlık kayıt sistemiyle entegre hale getirilmesi gibi konular düzenleme kapsamına alınmıştır.“ diye konuştu.

“PLANLI ÜRETİM MODELİNE GEÇİŞTE ÖNEMLİ BİR ADIM”

Sözleşmeli tarımda taraflar arasındaki uyuşmazlıkta önce arabulucuya başvurulması şartı getirildiğini kaydeden Başkan Tan, “Tarım politikalarının daha sağlıklı olarak belirlenmesi amacıyla geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı ile TÜİK arasında Genel Tarım Sayımı yapılmasına ilişkin protokol imzalandı. En son 2001 yapılan tarım sayımının ardından imzalanan protokolün planlı üretim modeline geçişte önemli adımlardan biri olarak görüyoruz. 1 Eylül 2023 tarihli Resmî Gazete’de yer alan Tarımsal Üretim sözleşmesinden doğan Hukuk Uyuşmazlıklarına İlişkin Arabuluculuk Yönetmeliği ile sözleşmeli tarımda taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması şartı getirildi. Yönetmeliğe göre, davacı arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olacak. Arabulucu yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren iki hafta içinde sonuçlandırmak zorunda olacak.” dedi.

“TARIM ARAZİSİ 23 MİLYON HEKTAR ALTINA DÜŞTÜ”

Tarım için çok önemli artıları olan bir coğrafya yaşandığını söyleyen Başkan Tan, “Etrafı denizlerle çevrili, iki kıtayı birbirine bağlayan, Akdeniz’e ve Karadeniz kıyısı olan avantajlarından kaynaklanan önemli bir karasal yapıya sahibiz. Bunu çok doğru değerlendirmek, bundan sonraki nesillere çok doğru kullanarak aktarmak gibi bir zorunluluğumuz var. Bunu başarabildiğimiz ölçüde ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracağız. Bunu başaramadığımız zaman karşılaşacağımız sorunları çevremizde zaten gözlemliyoruz. Yaklaşık 30 yıl önce Türkiye’de var olan 27 milyon hektar tarım arazisinin bugün 23 milyon hektarın altına düşmüştür. Tarım ve Orman Bakanlığı “Büyükova Koruma Alanı” olarak ilan ettiği 450’nin üzerinde bir alanda yaklaşık 10 milyon hektarlık alan koruma altında. Geri kalan alanların tamamında çeşitli şekillerde yerleşim, iskan veya sanayi tesisleri veya yollar olsun başka amaçlarla tarımın dışına çıkarılıyor. Bu rakamlar özellikle ülkemizde arazinin toplamı düşünüldüğü zaman büyük rakamlara tekabül ediyor. Tarım arazilerimizi tabir yerindeyse gözümüz gibi korumak durumundayız.” diye konuştu.

Haber: Selin Girgin