Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kadına Şiddet ile Mücadele Günü’nde Kadın hakları ve psikolojileri ele alındı

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, Kadın-Der

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, Kadın-Der “Şiddetin Anatomisi” isimli söyleşiyi kadınlarla buluşturdu.

Kadın-Der tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Santral Kültür Merkezi’nde “Şiddetin Anatomisi” isimli söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide Avukat/Arabulucu Nejan Nart Ünver ve Uzman Klinik Psikolog Enes Keçicioğlu konuşmacı olarak yer aldı. Etkinliğe; Bandırma Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Nilgün Germiyan, Bandırma Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Zeynep Yeşiltaş, Bandırma Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Dilek Karaaslan ve dernek üyeleri katıldı.

“BU ÜLKEDE YAŞAYAN HER KADIN ŞİDDETE MARUZ KALDI”

Programın açılış konuşmasını Bandırma Kadın-Der Başkanı Esen Ersoy gerçekleştirdi. Başkan Ersoy, “Bu ülkede yaşayan her bir kadın, hayatlarının bir döneminde ismi ister psikolojik şiddet olsun ister fiziksel fark etmez, şiddetin en az bir çeşidine maruz bırakıldı, bırakılmaya da devam etmekte. Kadın-Der ailesi olarak bizlerin de hikayelerinde bu yaşanmışlıklardan var. O yüzden sadece yanınızda olduğumuzu bilmenizi ve haklarınızı öğrenmenizi istiyoruz. Eğer şiddete maruz kaldıysanız ama hala yaralarınızı sarıyorsanız ya da bu hikayede halen şiddet gören tarafsanız aramıza hoş geldiniz. ‘Ben hayatımda şiddetle hiç tanışmadım’ diyen şanslı kadınlardansanız, sizleri de aramızda görmekten büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.

“ŞİDDETE MARUZ KALANLARIN ÇOĞUNLUĞU KADIN”
Şiddetin altında yatan çok büyük toplumsal sebeplerin olduğuna dikkat çeken Uzman Kinik Psikolog Enes Keçicioğlu,”Dünyada 1.3 milyar insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yoksulluk sırının arasında kadın ve kız çocuklarının oranı yüzde 60’a çıktı. Dünyada her üç kadından biri şiddete maruz kalıyor. Duygusal, psikolojik, fiziksel, cinsel ve ekonomik gibi bir çok şiddet türü var. Şiddete maruz kalanların çoğunluğu kadın. Şiddet bir davranıştır. Şiddet gösteren kişilerde duygu yöneltme durumunu bulmamız ve tedavi etmemiz gerekiyor. Şiddet davranışlarında temel düşüncesindeki yapıyı değiştirmediğimiz sürece şiddet var olmaya devam edecek. İnsan psikososyal bir varlıktır. Şiddet, sosyolojik kısımda gördüğümüz bişey. Şiddet anında beyinde büyüme ve küçülme farklı anatomik alanlar oluşuyor.” diye konuştu.

“ŞİDDET, ÖĞRENİLMİŞ BİR DAVRANIŞTIR”

Şiddete uğrayan kişilerin hayatlarında çeşitli sebeplerle mağduriyet yaşadığını kaydeden Psikolog Keçicioğlu, “Şiddete uğrayan kadınların mağduriyetleri farklı etkenlerle karşısına geliyor. Anlayışlı, çok iyi bir kişide olsanız karşınızdaki kişi biyolojik sebeplerle şiddete yatkınsa bunu iyi davranarak, alttan alarak düzeltme ihtimali yoktur. Şiddet öğrenilmiş bir davranıştır. Canlıların hepsinde öfke duygusu vardır. Öfke, şiddetin en temel duygusudur. İnsan beyni toplumda gördüğü öfke duygusunu öğrenerek, dışarıya aynı şekilde yansıtıyor. Toplumdaki gözlenim beyinde bir şema oluşturuyor ve öfkeli anında hata yapmasını sağlıyor. Öfke duygusu yaşanmalı ama yaşama şekli değiştirilmeli. Bu duygu bastırıldığında bir yerden sonra öfke patlaması olur ve kontrolsüz şekilde yaşanır. Öfke çok keskindir duygudur.” dedi.

“KADININ TOPLUMDA VAR OLMASINI ENGELLEMEKTE ÇOK BÜYÜK BİR ŞİDDETTİR”

Şiddet gören kadınların yasal düzenlemelerde artık şiddet gördüğünü ispatlaması gerekmediğini belirten Av. Nejat Nart Ünver, “Toplumda kadınları güçsüz olarak görmek istemiyoruz. Kadınların görülmeyen bir sürü gücü var. Hukuken kadına yönelik şiddet konusunda 8 Mart 2012 yılında 6284 sayılı ‘Aile içi şiddet yasası’ düzenlendi. Kadına şiddet yasasının bir yasada toplanmasıyla çok ivedi ve keskin çözümler üretildi. Eskiden şiddet sonucunda başvuru yapan kadınlara delil ve ispat soruluyordu. Günümüz koşullarında, kadına yönelik şiddet söz konusu olduğunda getirilen bu yasa ile artık sadece imdat demek bile yetiyor. Kadınlara psikolojik, fiziksel, cinsel, ekonomik her anlamda yapılan bir şiddet söz konusu. Bir kadına ‘çalışma’ demek bile ekonomik şiddete giriyor. Kadının toplumda var olmasını engellemekte çok büyük bir şiddettir.” diye konuştu.

“ÖNEMLİ OLAN TOPLUMDA ŞİDDETİN VARLIĞINI ENGELLEMEK”

Kadınların korkmadan haklarını savunmaları gerektiğini belirten Av. Ünver, “Toplumda insanları kadın erkek olarak ayırmıyoruz. Erkekler fiziksel olarak güçlü olabilir ama kadınlar da güçlüler. Önemli olan toplumda şiddetin varlığını önlemek. Kadınların şiddet gördüklerinde başvurabilecekleri birden çok yer var. Bir kadın şiddete uğradığına dair karakola başvurduğunda polis uzaklaştırma kararını direk çıkartıyor ve yazılı bir belge veriyor. Uzaklaştırma kararına uymayan kişinin kararı ihmal etmesi üzerine mahkeme 1 ay 10 günden itibaren başlayan hapis cezası veriyor. Tekrarında cezalar ağırlaştırılıyor. Şiddet, arama ve mesajla yapılıyorsa kadının başvurusunda polis yine uzaklaştırma kararı veriyor. Toplumda kadınlar haklarını aramaktan korkmamalı ve çok geç olmadan gerekli yerlere başvurularını yapmalılar.” dedi.

Haber: Selin Girgin/ M. Nur Uysun