Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan’dan Marmara Depremi Uyarısı

Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde Marmara

Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde Marmara Bölgesi’nde büyük bir depremin kaçınılmaz olduğunu belirterek, Türkiye’nin hazırlıksız olduğunu ifade etti.
Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, 11 ilde yıkım yaratan 6 Şubat 2023 depremlerinin yıldönümünde uyarılarda bulundu. 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş Depremi’nde, resmi kayıtlara göre yaklaşık 53 bin 537 kişi hayatını kaybederken 120 bin kişi ise yaralanmıştı. Türkiye’nin en büyük ikinci depremi olarak kayıtlara geçen 6 Şubat Depremleri’nin ikinci yıldönümünde, Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, Türkiye’nin Marmara’da yaşanabilecek herhangi bir depreme hazırlıklı olmadığını belirtti.
27 Ocak’ta Bursa’da meydana gelen 4.1 büyüklüğündeki depremde bile insanların panik ve korku yaşadığını belirten Aykan , “Teknolojinin ve bilimin geliştiği günümüzde, hala deprem oluyor diye korkmak, çaresiz hissetmek kabul edilebilir bir davranış değil. Şehirlerimizde deprem tehlikelerini ortaya koyarak, bu doğrultuda risk yönetimini yapmamız ve toplumda deprem bilincini oluşturmamız gerekiyor. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 2023 Meclis Deprem Araştırma Komisyonu’nun raporuna göre depremlerin toplam maliyeti Türkiye’de 148.8 milyar dolar olduğu açıklandı. Bu deprem ile Türkiye, çok büyük felaket yaşadı. Bu depremlerden ders almamız gerekiyor! Çünkü böyle büyük depremler ülkemizde yine olacak. Dolayısıyla bu depremden ders çıkarırsak belki risk yönetimini daha iyi yapabiliriz.” dedi.

“MARMARA’DA, TÜRKİYE’NİN YAŞADIĞI EN BÜYÜK DEPREMLERDEN BİRİ BEKLENİYOR”

Türkiye’nin önemli bir bölümünün deprem riski altında olduğunu vurgulayan Aykan, “24 kentimiz, 110’u aşkın ilçemiz, 500’ü aşkın mahalle, 5.5 ve üzeri büyüklükte deprem üreten fay zonları üzerinde yer aldığı bilinmektedir. Bu fayların sakınım bandı üzerinde 100 bine yakın bina bulunduğu ve bir milyona yakın insanımızın da bu binalarda yaşadığı düşünüldüğünde, ülkemiz ve ülke insanımızın karşı karşıya kaldığı risklerin ne derece büyük olduğu, yaşadığımız son depremle gözler önüne serilmektedir. Balıkesir il merkezinden geçen 7.2 büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip Balıkesir-Gökçeyazı Fay Segmenti 2 bin yıldır kırılmayan bir parçadır. Özellikle buraların tehlikesine dikkat çekmemiz gerekiyor! Kahramanmaraş’ta 6 şubatta Mw= 7.7 ve Mw=7.6 büyüklükte deprem oldu. Bu deprem öncesinde Kahramanmaraş’ta büyük bir deprem olabileceğini, buranın bir sismik boşluk olarak değerlendirildiğini ve buralara dikkat edilmesi gerektiğini defalarca ifade etmiştik, bir çok bilim insanları da bu konuda uyarıda bulunmuştu. Marmara Denizinde, Türkiye’nin yaşadığı en büyük depremlerden biri bekleniyor. 7’nin üzerinde maksimum 7.6 büyüklüğüne varan büyüklükte bir deprem bekleniyor. Dolayısıyla Marmara Bölgesi’nde oluşabilecek böyle bir depremde yalnızca İstanbul değil; Tekirdağ, Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Çanakkale şehirlerinin hepsi etkilenecek.” diye konuştu.

“MARMARA DEPREMİNDEN 28 MİLYON KİŞİ ETKİLENECEK”

Marmara Denizi’ndse yaşanacak bir depreme hazırlık yapılması gerektiğini vurgulayan Aykan, “Marmara Denizi’nde olacak büyük bir depremden Marmara Denizi’ne kıyısı olan tüm iller; İstanbul, Bursa, Balıkesir, Kocaeli, Çanakkale, Yalova, Tekirdağ ağır bir şekilde etkilenecek. 28 Milyon kişi etkilenecek! Özellikle Tarihsel dönemde 1766 yılında olmuş olan deprem, Avusturya’dan, İtalya’ya kadar geniş bir coğrafyada hissedilmiş olup Tüm Marmara Bölgesinde tahribat yaratmıştır. Düşünün ki böyle bir depremin tekrarı Tüm Marmara Bölgesinde çok fazla yıkımlara neden olacaktır. Ulusal ve Uluslararası yapılmış çalışmalara göre; 1999 Depreminden sonra 30 yıl içerisinde yüzde 65 ihtimalle 7’den büyük maksimum 7.6 büyüklükte bir depremin Marmara Denizinde olacağı yönündeydi. Bu süreden 25 yıl geçti. Hiçbir zaman bu deprem 60 yıl beklemeyecek. Bu süre yaklaşıyor! Marmara Denizinde olacak bir depreme hazırlıksız yakalandığımız bir durumda ülkemiz bu durumu kaldıramaz, kaos yaşanabilir; O yüzden gerekli tedbirlerimizi almamız ve eksiklerimizi tamamlamamız gerekiyor. Ankara Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi, tarafından yapılan ortak bir çalışma sonucunda; Bursa’da yeni bir fay keşfedilmiş. Bursa’da şehir merkezinden geçen Kayapa-Yenişehir Fayı, şuan ki diri fay haritasında gösterilmemiştir. 1400 yılında olan depremin üzerinden 624 yıl gibi uzun bir zaman geçmiş. Burada olacak bir depremin 7’nin üzerinde olma potansiyeli olduğu belirtiliyor.” dedi.

“DEPREME KARŞI GÜVENLİ KENTLER OLUŞTURMAMIZ GEREKİYOR”

Türkiye’de meydana gelen depremleri örnek vererek orta büyüklükteki depremlerde bile can ve ekonomik kayıplar yaşandığını kaydeden Jeoloji Mühendisi Aykan, “Güncel deprem yönetmeliklerine göre projelendirilmiş, yapı denetimi yapılan binalar bile depremden etkilenmekte olup; Bunun somut örneğini 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan yeni binalar ile gördük. Bir yapının deprem sırasında yıkılmasına neden olan birçok etken var. Ülkemizde yaşadığımız depremler göstermektedir ki; depremlerin afete dönüşme nedenleri; Projelendirme hatası, yapı denetiminin layıkıyla yapılmaması, kentsel dönüşümdeki yavaşlık, binada ikamet edenlerin kiriş, kolon gibi taşıyıcı sistemlerde, izin almadan yaptığı değişiklikler, binaların diri fay üzerine oturması en önemli nedenler arasında. Günümüzdeki bilim ve teknoloji ile depreme karşı sağlam bina yapmak mümkün! Güvenli yapılaşmanın ilk adımı olan zemin ve temel etütlerini doğru yaptığınız takdirde, doğru zemin parametreleri ile zemin yapısına uygun projelendirme ve yapı denetimi ile depreme karşı güvenli bina yapabilirsiniz. Öncelikle yapı ruhsatı veren belediyelerin mevcut mevzuatı uygulamaları ve yapı denetimi yapmaları son derece önemli! Türkiye’deki yerleşim alanlarının önemli bir bölümünün diri faylar üzerinde konumlandığı bilindiğinden; yüzey kırığı oluşturacak diri faylar 1/1000 ölçekli imar haritalarına işlenmeli ve fayın her iki tarafına Sakınım Bandı oluşturularak, bu alanda bina ve bina türü yapılaşmaya kısıtlama getirilmelidir. Riskli binalar gerekiyorsa güçlendirilmeli yada kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilmelidir! Depremler birer doğa olayıdır ve depremler olmaya devam edecek. Burada deprem olacağını biliyoruz hepimiz. Bildiğimiz bilgiler üzerinden buna tedbir almamız gerekmiyor mu?” diye konuştu.

HABER MERKEZİ