Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nde fahri doktora unvanı alan Dr. Hulusi Akar, “Ülkemizin Savunma ve Güvenlik Meselelerine Bir Bakış” seminerinde Türkiye’nin güvenlik stratejilerini değerlendirdi.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nde Eski Dönem Millî Savunma Bakanı, 28. Dönem Kayseri Milletvekili ve TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Dr. Hulusi Akar onuruna “Fahri Doktora Takdim Töreni” düzenledi. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen tören öncesinde Hulusi Akar, üniversitenin “Türkiye Yüzyılının Başında” seminer serisinin 101’inci semineri ve kapanış etkinliği olarak gerçekleştirilen “Ülkemizin Savunma ve Güvenlik Meselelerine Bir Bakış” başlıklı seminerde konuştu. Türkiye’nin ulusal güvenlik politikaları, savunma stratejileri ve sınır ötesi operasyonlarına dair önemli bilgiler paylaşan Akar, Türkiye’nin savunma kapasitesinin güçlenmesi için yapılan çalışmalara dikkat çekti.
Seminere katılanlar arasında; Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey, Bandırma Kaymakamı Engin Aksakal, Erdek Kaymakamı Atakan Atasoy, Bandırma 6. Ana Jet Üs Garnizon Komutanı Hv.Plt.Tuğg. Esat Çetin, Cumhuriyet Başsavcısı Cüneyt Demirdaş, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Alpaslan Serel, Prof. Dr. Feyzullah Temurtaş ve Prof. Dr. Ebru Kaya Mutlu, AK Parti Balıkesir İl Başkanı Mehmet Aydemir, AK Parti Bandırma İlçe Başkanı Göksel Karlahan, akademik ve idari personeller, öğrencileri ve vatandaşlar yer aldı.
“TÜRKİYE, ULUSLARARASI DİPLOMASİDE ÖNEMLİ YERE BİR ÜLKEDİR”
Türkiye’nin artık uluslararası diplomaside önemli yere sahip bir ülke olduğunu belirten Akar, “Devletimizin tüm gayesi, 85 milyon insanının refahını sağlamak. Bizim mavi vatanımız ve dijital vatanımız bir bütündür, parçalanamaz. Biz ordumuz ve milletimizle büyük bir gücüz. Bunları yaparken tabii ve suni engellerle karşılaşıyoruz. Deprem felaketi ve Coronavirüs gibi engellerin yanı sıra refahımızı ve bekamızı tehdit eden diğer bir unsur ise terör örgütleridir. Milli birlik ve beraberliğimizi sağlayarak bunlara karşı tek yürek, tek millet mücadele etmemiz lazım. Türkiye, uluslararası diplomaside önemli yere bir ülkedir; 3 kıtada etkilidir: Avrupa, Asya ve Afrika’da. Türkiye, bu haliyle artık yük olan bir ülke değil, kendi kendine çalışmalarını sürdüren bir ülkedir.” diye konuştu.
“ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI’NIN BAŞLADIĞINI KABUL ETMEMİZ LAZIM”
Üçüncü Dünya Savaşı’nın bir anlamda başladığını belirten Hulusi Akar, “Savaşların üç hali var. Hazırlık safhası, düzenleme safhası, yerleşme safhası. Bir savaşın icrası vardır. Bir de savaş sonrası vardır. Hepimiz biliyoruz ki ülkelerde ciddi şekilde hazırlık var. Yani ittifaklar yapılıyor, fabrikalar kuruluyor, yeni üretimler başlıyor. Dolayısıyla bir bakıma Üçüncü Dünya Savaşı’nın başladığını kabul etmemiz lazım. Ona göre kendimizi uyarlamamız lazım. Ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız lazım. Birleşmiş Milletler’in işlevini kaybettiğini, Güvenlik Konseyi’nin artık kararlarını hiç kimsenin dinlenmediğini ya da karar mekanizması içinde olan Amerika Birleşik Devletleri’nin dahi bu kararlara saygı göstermediğini acı bir şekilde Filistin’de gördük. Bunun için yeni bir dünyada savunma güvenlik mimarisinden bahsediliyor. Burada her şey fikirle başlıyor. Bu fikrin gelişmesiyle önümüzdeki dönemde adaletli bir düzenlemenin yapılmasını bekliyoruz, bunun için çalışıyoruz.” dedi.
AKAR, BARIŞ SÜRECİ İLE İLGİLİ KONUŞTU
Türkiye’nin terör ile mücadelesinin parçalı bir şekilde gerçekleştiğini belirten Akar, “Sayın Devlet Bahçeli’nin barış süreci için konuşalım, görüşelim, problemleri çözelim şeklindeki yaklaşımları oldu. Bunun devamı ve başarısı için hep beraber ülke olarak çalışıyoruz. 2013’te yine Türkiye Cumhuriyeti Devleti teröristlere silahlarınızı bırakın gelin teslim olun dedi. Fakat maalesef bu teröristler bunu sanki bir acizlik gibi görerek şımardılar. Sonra 24 Temmuz 2015 tarihinde operasyon yeniden başladı. Dağlarda, tepelerde, Mehmetçiğin karşısında duramayanlar, duramayacağını anlayanlar şehirlere inerek çukurlar kazdılar. Allah’a çok şükür çukurlara gömüldüler. Daha sonra 15 Temmuz darbe girişimiyle karşılaştık. Buna karşı da çok şükür bu vatanın gerçek evlatları Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunlara karşı koydular ve onların akameti uğrattılar. Hemen akabinde Fırat Kalkan Harekatı, daha sonra Zeytin Dal Harekatı, daha sonra Barış Pınar Harekatı, daha sonra Barış Kalkan Harekatı. 2015’ten başladı, 2016, 2020’ye kadar buna devam etti. Eğer biz o müdahaleleri zamanında da yerinde yapmamış olsaydık. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak çok daha kompleks, çok daha zor işlerle karşılaşma durumunda kalacaktık.” diye konuştu.
“MÜCADELEMİZİ TEK YUMRUK, TEK YÜREK OLARAK YÜRÜYECEĞİZ”
Terörü bitirmek için en son teröriste kadar mücadele edeceklerinin altını çizen Akar, “Bizim mücadelemiz yalnızca teröristlere karşıdır. Biz başından beri biliyoruz ki Türkler, Kürtler, Araplar, Zazalar kardeştir; bu topraklarda yaşayan tüm insanlar tek millettir. Bunu parçalamak için çalışanlar var, ancak birliğimiz ve beraberliğimiz sonsuza kadar devam edecektir. Terörün kaynağını yok etmek için yapılması gereken her şeyi yapıyoruz. PKK, YPG ne kadar terör örgütü varsa, nerede olurlarsa olsunlar peşindeyiz. Bunların arkasında kim olursa olsun, bu musibetten asil milletimizi kurtaracağız. Hiçbir zaman şehitlerimizin kanını da yerde bırakmadık. Bu kazanımlarda en büyük pay şehitlerimizindir; Allah’tan rahmet diliyorum. Geldiğimiz noktada, söz dinleyen değil, sözü dinlenen bir Türkiye’de yaşamanın mutluluğunu yaşayacağız. Türkiye’mizin ikinci asrında mücadelemizi, Türk’ü ve Kürt’üyle, sağcısı ve solcusuyla, Alevi’si ve Sünni’siyle tek yumruk, tek yürek olarak yürüyeceğiz.” dedi.
HABER MERKEZİ