Bandırma’da Dünya Çevre Günü açıklaması

Güney Marmara Dayanışması ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Ekoloji Topluluğu


Güney Marmara Dayanışması ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Ekoloji Topluluğu ortaklığında 5 Haziran Dünya Çevre Günü” dolayısıyla iklim krizine dikkat çekildi.
Topluluğu 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Güney Marmara Dayanışması ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Ekoloji Topluluğu tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi. BANÜ öğrencisi Rabia Temel, Dünya Çevre Günü’nün önemini vurgulayarak, doğanın tarihsel önemini ve insanların doğaya verdiği değeri anlattı. İklim değişikliklerinin doğal yaşamı tehdit ettiğini vurgulayan Temel, “1972 yılından beri 5 Haziran, Dünya Çevre Günü olarak kutlanmaktadır. İnsanlık tarihi boyunca mevsimsel değişimleri heyecanla karşılamış ve doğanın uyanışını, hasat zamanını birçok isimle kutlamıştır. Doğayı ana kabul eden insanlar, getirdiği bereketin devamlılığı için çeşitli ritüeller oluşturmuşlardır. Ancak günümüzde denge bozulmuş, yaşanan iklim değişiklikleri doğal yaşamı tehdit eder hale gelmiştir. İklim krizi, yarattığı yaşamsal yıkımlarla başı çeken ciddi bir sorun haline gelmiş ve sonunda dünyanın dikkatini çekmeyi başarmıştır. Bu, yerkürede yaşanan ilk iklim değişikliği değil, fakat şu anda yaşanan değişimler en az 25 milyon yıldır görülmemiştir. Dünya genelinde çevre mücadelesi adımlar atılsa da, bu adımların hızı ve kapsamı henüz yetersiz olmuştur.” dedi.
“SOKAK HAYVANLARINA YÖNELİK POLİTİKALAR TOPLUMSAL SORUMLULUĞUN GEREĞİDİR”
Çevre koruma çabalarının sokak hayvanları için genişletilmesi gerektiğine dikkat çeken Temel, “Bu çerçevede sokak köpekleri ve diğer sokak hayvanlarının refahı da önemlidir ve çevre koruma çabalarının bir parçası olmalıdır. Sokak hayvanlarına yönelik politikalar ve koruma projeleri çevreyle uyumlu yaşamı desteklediği gibi toplumsal sorumluluğun da gereğidir. Çevre koruma çabalarının sokak köpekleri ve diğer sokak hayvanları için genişletilmesi gerekmektedir. Ortadoğu’da emperyalist ve siyonist saldırganlık Filistin üzerinde bir insanlık dramı yaratıyor. Emperyalizmin, siyonizmin ve despotizmin en uç örneklerinden biridir. Konuya din temelli yaklaşmak, bu dramı görmezden gelmek olur ki, bu da insanlık suçudur. Eskiden, Filistin solun sorunuydu. Birçok kafası çalışan insanın mücadelede dayanışma gösterdiği bir konuydu. Ne zaman gericilerin ilgi odağına girdi? Sistemin nasıl çalıştığını kavramak, yerkürede yaşanan tüm yıkımların, dramların çözümüne daha kısa yoldan ulaşmamızda efektif sonuç getirecektir. Bizler Güney Marmara Dayanışması olarak bu anlayışla, çözüme yönelik adımlar atmakta sorumluluk üstlendik ve safımızı belirledik. Büyütme idaresi ise hepimizin olacaktır.” diye konuştu.HABER MERKEZİ