Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bandırma’da 1931 yılında kapanan Türk Ocağı yeniden kuruldu

1931 yılında Bandırma’da kapanan

1931 yılında Bandırma’da kapanan Türk Ocağı, uzun bir aradan sonra Bandırma’da tekrar faaliyete geçti. Bandırma temsilciliği olarak kuruluşunu tamamlayan dernek ilk ziyaretini Kaymakam Engin Aksakal’a yaptı.

Türk Ocağı Bandırma Temsilciliği Heyeti,  Bandırma Kaymakamı Engin Aksakal’ı ziyaret ederek Türk Ocağı’nda yapmayı planladıkları çalışmaları anlattı. Ziyarette Başkan Hakan Kuru’nun yanı sıra Murat Ayan, Prof. Dr. Mehmet Karayaman, Doç. Dr. Ahmet Güven, Doç. Dr. Serap Toprak, Doç. Dr. Musa Bayır, Üstün Taşdemir, Ümit Doğan ve Dilek Ayan yer aldı.

Derneğin Bandırma’da kuruluş amacıyla ilgili kamuoyuna bilgi veren Başkan Hakan Kuru, Türk Ocağı’nın hiçbir siyasi parti ile bağı olmadığına dikkat çekti. Türk Ocağı’nın tarihçesiyle ilgili de konuşan Kuru,  “Türk Ocakları, 1912 yılında 190 askeri tıbbiyelinin girişimleriyle ve Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Mehmet Emin Yurdakul GİBİ çok değerli Türk büyüklerinin öncülüğünde kurulan Türkiye’nin en eski sivil toplum kuruluşudur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ’ün de yurt gezilerinde her vilayette muhakkak ziyaret ettiği ve demeçlerini de özellikle Türk Ocakları’nda verdiği bilinmektedir. Memleketin kurtuluşu ve devletin kuruluşundaki hâkim fikir Türk Ocakları’nın da kuruluşundan bu yana benimsediği milliyetçilik fikridir. Bizler de Bandırma’da 190 askeri tıbbiyelinin, Ziya Gökalp’in, Yusuf Akçura’nın, Mehmet Emin Yurdakul’un, Halide Edip Adıvar’ın ve Halaskâr Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün milliyetperver ve cumhuriyetçi ruhlarıyla yola çıktık. Bu minvalde akademik olarak söyleşilerimiz, çeşitli sanatsal, kültürel faaliyetlerimiz ile hemşehrilerimize dokunmaya çalışacağız. Türk Ocakları siyasi bir kuruluş değil sivil toplum kuruluşudur. Hiçbir siyasi parti ile bağı ve yakınlığı olmadığı gibi güncel siyasetin de dışında ve uzağındadır. Türk Ocakları’nın gün geçtikçe ilçemizde daha da tanınan ve sevilen bir yer olacağına inancımız tamdır ve bu minvalde de faaliyetlerimizi gerçekleştireceğiz. Bizler Bandırma Türk Ocağı olarak, önümüzdeki günlerde önemli bilim insanlarını, değerli münevverleri ilçemizde halkımız ile buluşturmaya başlayacağız.” dedi.

“BANDIRMA’DA TÜRK OCAĞI’NIN TARİHİ, MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNE DEK UZANMAKTADIR”

Bandırma’da  Türk Ocağı’nın köklü bir tarihe sahip olduğunu kaydeden Hakan Kuru, şunları söyledi: “Aslında Bandırma Türk Ocağı’nın tarihi oldukça eskidir. 1923 yılında Bandırma’da Türk Ocağı’nın olduğunu biliyoruz. Hatta Bandırma’da Türk Ocağı’nın tarihi, milli mücadele dönemine dek uzanmaktadır. Bugün Bandırma Palas Oteli’nin bulunduğu binada faaliyet gösterdiği de tarihi vesikalarda belirtilmektedir. 1931 yılında kapandığından bu yana Bandırma’da Türk Ocakları’nın noksanlığı ortadadır. Bugün ülkemizde büyük bir cemiyet hayatı eksikliği vardır. Türkiye’de cemiyet hayatının, yeniden kuruluş yıllarındaki gibi etkin olması zaruri bir ihtiyaçtır. Bu minvalde Türk Ocakları, ülkemizin kuruluş yıllarında cemiyet hayatının sorumluluğunu büyük ölçüde üstlenmeyi bilmiş ve üstesinden de gelmiştir. Bizler de aziz Atatürk’ün: “Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, hislerimin babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp’tir.” sözü ile önemini herkesin gözlerinin önüne serdiği, “Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz.” sözleriyle ülkemizin ve milletimizin istikametini gösterdiği ve “Ne mutlu Türk’üm diyene.” diyerek noktayı koyduğu yerdeyiz. Bandırma’da 1931 yılında Türk Ocağı’nın kapanması sonrası sekteye uğrayan cemiyet hayatını hemşehrilerimiz ile yeniden başlatacağız. 1931 yılından sonra ilk kez yeniden Bandırma’ya merhaba demenin heyecanı içerisindeyiz. Saygıdeğer hemşehrilerimize ilk sözlerimiz ise şöyledir:  Aziz Bandırmalılar, Ocağınız yeniden sizinledir. Kutlu olsun.”

HABER MERKEZİ