İlçe Sağlık Müdürü Osman İmren, meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekerek, düzenli taramaların hayat kurtardığını vurguladı.
İlçe Sağlık Müdürü Osman İmren, Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda kadınların en sık karşılaştığı kanser türünün meme kanseri olduğunu belirtti. Her geçen yıl meme kanserinin yaygınlaştığını vurgulayarak, erken teşhisin tedavi sürecindeki hayati önemine dikkat çeken İmren, “Meme kanseri, kadınların en sık karşılaştığı kanser türleri arasında ilk sıradadır ve görülme sıklığı dünya çapında giderek artıyor. Erken evrede teşhis edilirse tedavisi başarılı bir şekilde yapılabiliyor. İleri evrelerde ise tedavi süreci zorlaşıyor ve hastalık ölümle sonuçlanabiliyor. Toplum tabanlı taramalarla ülkemizde her geçen yıl erken teşhis oranı artmaktadır. Ülkemizde toplum tabanlı kanser taramaları 2006 yılından bu yana Sağlık Bakanlığı tarafından kurulan Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’nde (KETEM) yürütülmektedir. Merkezde meme kanseri taraması için mamografi çekimi, rahim ağzı kanseri için HPV-smear taraması ve kalın bağırsak kanseri için gaitada gizli kan (GGK) testi uygulanmaktadır. Vatandaşlarımız mamografi çekimleri için randevularını Aile Hekimlerine başvurarak oluşturabilirler. GGK ve HPV-Smear taraması için ayrıca randevu almalarına gerek olmayıp Bandırma İlçe Sağlık Müdürlüğü KETEM birimine başvurmaları yeterlidir. Bu tetkikler hem ilçemizden hem de Gönen, Erdek, Manyas ve Marmara Adası’ndan başvuran vatandaşlarımıza ücretsiz olarak uygulanmaktadır.” dedi.
“KKMM KADINLARIN EVDE TEK BAŞINA RAHATLIKLA UYGULAYABİLECEĞİ BİR MUAYENE YÖNETİMİ”
Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisinin memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin ele gelmesi olduğunu belirten İmren, ayrıca tek memede akıntı, kaşıntı, yanma ve meme ucunda çekilme gibi belirtilerin de dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Bu hastalığın ileri dönemlere gelene kadar belirti de vermeyebileceğini söyleyen İmren, “Rutin kontroller çok önemlidir. Meme kanseri tarama yöntemlerinin uygulanma sıklığı, kişinin yaşına, aile öyküsüne ve diğer risk faktörlerine bağlı olarak değişebilir. Genel olarak, 20 yaşından sonra her ay kendi kendine meme muayenesi (KKMM) yapılmalıdır. KKMM kadının evinde tek başına rahatlıkla her an uygulayabileceği bir muayene yöntemidir. Klinik meme muayenesi, doktor tarafından yapılan fiziksel muayeneyi içerir. Uzman hekim, memelerde kitle veya anormal bir değişiklik olup olmadığını değerlendirir. Eğer birinci derece yakınlarında meme kanseri tanısı alan kişi varsa, bu muayeneler, kanser tanısı alan akrabanın tanı aldığı yaştan beş yıl öncesinden başlamalıdır.” diye konuştu.
“DÜZENLİ MAMOGRAFİ TARAMALARI, ÖZELLİKLE 40 YAŞINDAN İTİBAREN ÇOK ÖNEMLİDİR”
Mamografinin meme kanserinin erken teşhisinde en yaygın kullanılan yöntem olduğunu, 40-69 yaş aralığındaki tüm kadınlara 2 yılda bir mamografi çekimini önerdiğini belirten Müdür İmren, şunları söyledi;
“Mamografi, meme kanserinin erken teşhisinde en yaygın kullanılan görüntüleme yöntemlerinden biridir. Düşük dozda X-ışını kullanılarak meme dokusunun görüntülenmesini sağlar. Mamografi ile memede henüz hissedilemeyen kitleler veya anormal doku yapıları saptanabilir. Düzenli mamografi taramaları, özellikle 40 yaşından itibaren, meme kanserinin erken teşhisinde oldukça etkilidir. Tüm kanserlerde olduğu gibi sağlıklı bir yaşam tarzı, düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme, alkol tüketiminin sınırlanması ve sigaradan kaçınılması meme kanseri riskini azaltmada etkilidir. Ayrıca, düzenli meme kanseri taramalarına katılmak ve meme sağlığı konusunda bilinçli olmak da erken teşhis açısından önemlidir.”
HABER MERKEZİ