Nöbetçi Eczaneler
Köy Enstitüleri’nin Eğitim Tarihindeki Yeri ve Önemi” konferansında, Prof. Dr. Mehmet Karayaman eğitimin önemini vurguladı.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bandırma Şubesi, Bandırma Kent Konseyi, Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası ve Eğitim SEN iş birliğinde “Köy Enstitülerinin Eğitim Tarihindeki Yeri ve Önemi” ile ilgili konferans düzenlendi. Köy Enstitülerinin kuruluşunun 84’üncü yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen konferans, Santral Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Konferansta Prof. Dr. Mehmet Karayaman konuşmacı olarak yer aldı. Etkinliğe; ADD Başkanı Zeynep Yeşiltaş, Bandırma Kent Konseyi Başkanı Serdar Polat ve vatandaşlar katıldı.
“ATATÜRKÇÜ EĞİTİME TAM BİR DÖNÜŞ YAPMAMIZ GEREKMEKTEDİR”
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını, ADD Başkanı Zeynep Yeşiltaş yaptı. Yeşiltaş, “Köy Enstitüleri, ulusal bağımsızlık savaşımız temelini oluşturan ‘tam bağımsızlık’ ilkesinin bölünmez bir parçası olan ‘eğitimde ve kültürde bağımsızlığın’ gerçek örneklerinden biriydi. Gerçekten Cumhuriyetçi ve ulusal kuruluşlardı. Atatürk’ün 22 Eylül 1924’de söylediği şu sözleri hiç unutmamız gerekir. ‘Medeniyetin, kudret ve yüceliği karşısında çağ dışı kalmış zihniyetlerle, ilkel boş inançlarla yürümeye çalışan milletler yok olmaya veya hiç olmazsa esir olmaya ve aşağılanmaya mahkumdurlar.’ Ulusu özgürleştirmek, çağdaş demokratik topluma ulaşabilmek için laikliğe ve eğitim reformlarını yeniden başlatmaya büyük gereksinim vardır. Atatürkçü eğitime tam bir dönüş yapmamız gerekmektedir. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Köy Enstitülerinin kuruluşunda, yaygınlaşmasında emeği geçen, çağdaş nesiller yetiştirmiş bütün eğitimcilerimizi saygı ve minnetle anıyorum.” diye konuştu.
“ATATÜRK’ÜN KAFASINDAKİ, TOPYEKÜN BİR DEĞİŞİM VE GELİŞİM DÜŞÜNCESİYDİ”
Program, Prof. Dr. Mehmet Karayaman’ın katılımcıları köy enstitülerinin geçmişi ile ilgili bilgilendirmesiyle devam etti. Ardından eğitimin önemini vurgulayan Karayaman, şunları söyledi;
“Köy Enstitüleri’ni anlamak için onu Atatürk’ün ön gördüğü çağdaşlaşma perspektifi içinde görmeliyiz. Atatürk için eğitim, sadece ihtiyaç duyulan, mesleklere eleman yetiştirmek, icatlar yapmaları için bir kurumda çalışan insan yetiştirmek değildir. Atatürk için eğitim, kültürel değişi sağlayan, yeni dünya düzeninde Cumhuriyet’in değerinde yaşayacak gençler yetiştirmekti. Atatürk, çağdaşlaşmanın laik bir eğitim sistemi ile mümkün olduğunu biliyordu. Bunun da akılla, bilimle, eğitimle harmanlanmış bir gençlikle olacağını düşünüyordu. Eğitim, gerçek anlamda bir eğitim olursa bir ulus, devlet olmayı başarabilirdi. Eğitime bakış açısı, sadece ilkokul, ortaokul, üniversite değildi. Eğitimden ve öğretmenden beklentisi çok fazlaydı. Atatürk’ü bir deha olarak daha da üst seviyeye çıkaran Türkiye’yi modernleşme sürecine sokmasıdır. Atatürk’ün kafasındaki topyekün bir değişim ve gelişim düşüncesiydi. Mustafa Kemal’in bu kadar kısa sürede, bu kadar büyük bir toplumsal değişim ve gelişimi başarması gerçekten mucizeydi.“
Programın sonunda, Bandırma Kent Konseyi Başkanı Serdar Polat, tarafından Prof. Dr. Mehmet Karayaman’a çiçek ve plaket takdim edildi. HABER MERKEZİ