Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi tarafından Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen söyleşide, müsilajın Marmara Denizi’ne etkileri ve çözüm yolları Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın anlatımıyla halkla buluştu.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Bilim İletişim Ofisi tarafından düzenlenen söyleşi, Marmara Denizi’nde yıllardır süregelen çevresel tehditleri gündeme taşıdı. YÖK koordinasyonunda Türkiye genelinde eş zamanlı başlatılan “Bilim Kafe” etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen program, Bandırma Cumhuriyet Meydanı’nda yoğun katılımla yapıldı.
Söyleşide Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın oluşum sürecinden deniz ekosistemine kadar uzanan etkilerini detaylı şekilde anlattı. Sarı, bu kirlilik türünün yalnızca deniz canlılarını değil, kıyı bölgelerinde yaşayan insanları da doğrudan etkileyen ciddi bir çevre sorunu olduğunu dile getirdi. Katılımcıların sorularıyla interaktif bir şekilde ilerleyen söyleşi, hem öğrencilerden hem vatandaşlardan büyük ilgi gördü.
“PİNALAR KORUNURSA MARMARA KURTULUR”
Bilim İletişim Ofisi’nin Nisan ayında üniversite bünyesinde kurulduğu belirtilirken, ofisin temel amacının akademik bilgi ve çalışmaları toplumla paylaşmak olduğu kaydedildi. Yetkililer, bu tür etkinliklerin yıl boyunca devam edeceğini ve bilimi gündelik hayatın bir parçası haline getirmek istediklerini aktardı.
Prof. Dr. Mustafa Sarı, sunumunda kendi bilimsel projelerine de yer verdi. Marmara Denizi’nin doğal yollarla desteklenebilmesi için “Pina” isimli canlı türüne odaklandıklarını belirten Sarı, bu canlıların 50 yıla kadar yaşayabildiğini ve saatte 6 litre deniz suyunu süzerek adeta bir doğal arıtma sistemi görevi gördüğünü anlattı. “Pinalar korunursa Marmara kurtulur” vurgusunu yapan Sarı, “Mar-Pina” ve “Mar-çayır” adını taşıyan projeler kapsamında 600’ün üzerinde dalış gerçekleştirildiğini ve bu sayede deniz çayırlarıyla pinaların yoğun olarak bulunduğu bölgelerin haritalandığını açıkladı.
Konuşmasını topluma yönelik güçlü bir çağrıyla sonlandıran Sarı, çevre sorunları karşısında herkesin sorumluluk alması gerektiğine dikkat çekti. Belediyelerden bakanlıklara, bireylerden sivil toplum kuruluşlarına kadar tüm paydaşların birlikte hareket etmesinin şart olduğunu belirten Sarı, “Artık pasif vatandaşlık dönemi geride kaldı. Deniz hepimize sesleniyor, bizse hâlâ yeterince kulak vermiyoruz. Birlikte hareket etmezsek doğa geri dönüşsüz şekilde zarar görecek.” uyarısında bulundu.Haber Merkezi