Bandırma’da Kadın Girişimcilerden eşitlik için çağrı

Kadınların toplumsal ve ekonomik eşitliği için atılması gereken adımlar, Bandırma

Kadınların toplumsal ve ekonomik eşitliği için atılması gereken adımlar, Bandırma Ticaret Odası’nda düzenlenen panelde konuşuldu.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, Bandırma Ticaret Odası Kadın Girişimciler Kurulu tarafından düzenlenen panelde, “Kadının Toplumdaki Önemi ve Konumu” ele alındı. Panelde, kadınların ekonomik, sosyal ve toplumsal eşitlik için verdiği mücadele vurgulandı. Panelin moderatörlüğünü Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi (BANÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serap Palaz üstlenirken, BANÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Orhan ve BANÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Vehbi Bayhan konuşmacı olarak yer aldı.
“EŞİTLİK KENDİLİĞİNDEN GELMEZ, DAYANIŞMAYLA İNŞA EDİLİR”
Panelin açılış konuşmasını yapan Bandırma Ticaret Odası Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Gözde Engür, kadınların ekonomik olarak güçlenmesinin sadece bireysel bir kazanım olmadığını, toplumsal gelişim için temel bir taş oluşturduğunu vurguladı. Engür, “Kadınların ekonomik olarak güçlenmesi, sadece bireysel bir kazanım değil, daha güçlü, daha adil ve daha sürdürülebilir bir toplumun temel taşıdır. Ancak biliyoruz ki eşitlik kendiliğinden gelmez; cesaretle, dayanışmayla ve kararlılıkla inşa edilir. İş dünyasında, siyasette, akademide ve hayatın her alanında kadınların daha fazla yer alması için hep birlikte çalışmamız gerekiyor. Çünkü eşitlik sadece kadınların değil, hepimizin ortak meselesidir. Bugün burada attığımız her adım, sadece bugünü değil, gelecek nesilleri de şekillendirecek. Kapsayıcı ve daha güçlü bir ekonomi ile toplum yaratmak için omuz omuza ilerlemeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
“GERÇEK EŞİTLİK, ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİYLE BAŞLAR”
BANÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serap Palaz, toplumsal cinsiyet eşitliğinin yalnızca yasal düzenlemelerle sağlanamayacağını, aslında toplumun zihniyet değişikliği ile mümkünün olabileceğini belirtti. Palaz, “Kadın-erkek eşitliği uzak bir hedef ya da sadece bir temenni değil, hep birlikte inşa etmemiz gereken bir gerçekliktir. Eşitlik yalnızca yasalarla, politikalarla ya da istatistiklerle sağlanmaz. Gerçek eşitlik fırsatlara erişimde, karar alma mekanizmalarında ve en önemlisi toplumun zihin yapısında başlar. Bir toplum, kadın potansiyelini sınırladığında aslında kendi geleceğini sınırlamış olur. Kadın hakları sadece kadınların savunmasıyla olmuyor, biz birlikte hareket edersek, toplumsal değer yargılarının değişmesini sağlayabiliriz.”dedi.
“KADIN VE ERKEKLİK ROLLERİ SONRADAN ÖĞRENİLİR”
Toplumsal cinsiyetin doğuştan gelen bir özellik olmadığını, toplumun şekillendirdiği bir kimlik olduğunu belirten BANÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Vehbi Bayhan, “Farklı toplumlar, kültürler ve tarihsel dönemler, bireyin kimlik bileşenlerini şekillendirir. Doğduğumuz andan itibaren sahip olduğumuz biyolojik miras ve kromozomlarımız bizi kadın ya da erkek olarak dünyaya getirir, ancak kadınlık ve erkeklik rolleri sonradan öğrenilir. Toplumsal cinsiyet, kimliğimizin bir bileşeni olduğu gibi, din, etnik köken ve sosyal statü de kimliğimizi şekillendiren diğer unsurlardır. Burada bir başka önemli konu da dilde cinsiyetçi ifadelerden kaçınmaktır. Özellikle ‘bayan’ kelimesinin kullanımı yerine ‘kadın’ kelimesinin tercih edilmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. İngilizce konuşan toplumlarda ‘lady’ ya da ‘gentleman’ gibi nazik hitap şekilleri bulunur. Ancak bizde ‘bayan’ kelimesi zamanla kadınları çağırmak için kullanılan, ama aslında dilimize sonradan yerleşmiş bir ifade haline gelmiştir. Oysa ‘hanımefendi’ ya da doğrudan ‘kadın’ kelimesini kullanmak, hem daha doğru hem de daha saygılı bir ifadedir. Kadınlık ve erkeklik, doğuştan gelen değişmez özellikler değildir; aksine, toplumun bize biçtiği roller doğrultusunda şekillenen kimliklerdir.” diye konuştu.
“KADINLAR ERKEKLERE GÖRE ÇOK CİDDİ BİR DEZAVANTAJLA KARŞI KARŞIYA”
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gökhan Orhan ise dünya genelinde kadınların birçok alanda ciddi dezavantajlarla karşı karşıya olduğunu aktardı. Kadınların katılımının düşük olduğu iş hayatı, eğitim, sağlık gibi birçok alanda eşitsizliklerin var olduğuna dikkat çeken Orhan, “Veriler ortada, küresel verilere de baksak ciddi bir dezavantaj kalıbıyla karşı karşıyayız. Dünya genelinde kendini tekrar eden bir desen var. Hemen her alanda, iş hayatında, katılım, gelir, eğitim, sağlık gibi her yerde bir eşitsizlik karşımıza çıkıyor. Bunu düşey ve yatay toplumsal cinsiyet ayrımcılığı kavramlarında inceliyoruz. Kadınların dezavantajlı olmadığı tek bir alan var. O da yaşam beklentisi. Dünyanın neresine giderseniz gidin, kadınlar erkeklerden daha fazla yaşıyor. Fakat bunun da bir istisnası var. Dünyada son araştırmaları okuduğumda nerede bir düzensizlik, iç savaş varsa ilk önce kadınları vuruyor. Kadınların yaşam beklentisinde bu koşullar nedeniyle ciddi oranda düşme yaşanıyor. Terazi çok düzgün değil. Kadınlar, erkeklere kıyasla çok ciddi bir dezavantajla karşı karşıya.” diye konuştu. Panel, katılanlar için hediye çekilişi ile sona erdi.Haber Merkezi